dünya

entry787 galeri video5
    311.
  1. Tek bir gözün Dünya hâkimiyeti

    Hükümetler ve yöneticiler ne yaparlarsa, nasıl önlemler alırlarsa ansınlar, toplumun en küçük cehaleti kaderi belirleyici olur…

    Birkaç yazıdır biraz daha geniş ve kapsamlı ele aldım “Tek Dünya imparatorluğu” gerçeğini. Çünkü ısrarla ve inatla ülkemizde yaşanan birçok oyunun çıkış noktalarını yanlış yerlerde aramaktayız. Birbirimizi bilinçsizce tokatlayıp, başkalarının işini kolaylaştıran zararlar vermekteyiz yine birbirimize !..
    Ve eğer bilinç anlamında kendimize gelmez isek, hükümetler ve liderler ne yaparsa yapsın, önüne geçilemez bir son yaşanır.
    Mısır’dan sonraki ülkenin biz olmasını kimse engelleyemez…
    Geçmişe dönük kendi içimizde oynanan oyunları iyi analiz etmeliyiz, paralelinde dünyada dikta edilmeye çalışılan düzeni doğru algılayıp, doğru analiz edip, en gerçeği görmeliyiz…
    Yıllar önce yazmıştım Ebul Feyz Elçibey ile ilgili ‘Avrusya’ kitabını. Kelaki köyünde sürgündeyken kendisiyle iki gün beraber olup yakından tanıma fırsatı bulmuştum.
    Ve ben ‘Avrusya’ kitabını çıkarıp finalini de şöyle bitirmiştim.
    “Eğer bir gün aniden rahatsızlanıp aniden, bindirilip bir uçağa Türkiye’ye getirilse şaşırmayacağım, ve oradanda daddiri dat nidalarıyla mezara götürülürse hiç şaşırmayacağım”
    Neden böyle düşünmüştüm?
    Çünkü o Ebul Feyz Elçibey ile kaldığımda hala yazamadığım ve anlattığı tüyler ürperten dünya gerçekleri ve üzerinde oynanan oyunların bazılarına kendi ağzından şahit olduğum için…
    Sonra sürgün hayatı bitti ve Bakü’ye inip birkaç ay sonraki seçimlere hazırlandı, ölmeseydi tarihi bir farkla seçimleri kazanacağı neredeyse garantiydi.
    Azerbaycan’ın Sovyet boyunduruğundan kurtulduğu 1991 yılından sonra seçimle iş başına gelen Ebulfeyz Elçibey, Azeri petrolleri Konsorsiyumunca tespit edilen Türkiye’nin %12.5 olan hissesini % 25’e çıkarınca çok geçmeden darbe ile Cumhurbaşkanlığından uzaklaştırılarak sürgüne gönderilmiştir. Sürgün sonrası kimsenin beklemediği şekilde tekrar başa geleceği kesinleşince birileri şansa bırakmamıştı yaşanacakları !...
    Gelelim bir başka örneğe;
    Rahmetli Erbakan’ın şu sözlerini unutanlara inat tekrar hatırlatmak istiyorum. (Bu yazının sonunda da girip arşivlere bakın Erbakan bu sözleri sarf ettikten ne kadar sonra ölmüştür!! Bu sözleri 2010’un sonlarında söylemiştir, ölümü ise Şubat 2011 !!)
    “Üç yoldan dünyayı yönetiyorlar, birincisi dolar, dolar yani para vasıtasıyla dünya’yı kontrol altına aldılar. ikincisi dünya kuruluşları: Birleşmiş Milletler, Unesco, Unisef, Dünya Ticaret Merkezi… Bu kuruluşlar ufak bir zümrenin dünya’yı sömürmesine hizmet ederler. Üçüncüsü işbirlikçilerdir, doların üzerine bakarsanız orada bir mühür görürsünüz, o mühür bir doların üzerindedir.
    Bugün Amerika Merkez bankası yoktur, yedi israil bankası bir araya gelmiş ve onların (ABD’nin) Merkez bankası feth olmuştur. Bu para siyonizmin parasıdır. ABD 1 doların üzerine piramit mührünü koymuştur. Mührün üzerine Latince Anniit Coepis yazıyor. Yani Dünya hâkimiyetine erişin diyor. 13 katlı praimit’in ne anlama geldiğini Rockefeller’e 30 sene basın müşavirliği yapmış olan Gary Allen kitabında anlatıyor… Her şeye 300’ler meclisi karar verir.”
    Gelelim Libya’ya…
    Az diktatördür, çok diktatördür bu bizi çok ilgilendirmez, ama beni ilgilendiren en önemli şey Tek Dünya imparatorluğuna karşı olması, Avrupa ve bu güçlere ulu orta meydan okumasıydı…
    Bunun üzerine Libya’da isyan kaçınılmaz oldu.
    Ne yapıldı?
    Dışarıdan örgütlemeyle Libya’da komiteler oluşturuldu, oluşturulan bu komiteler organize edilmeye başladı. Komitelere ciddi silah desteği verildi. Komitelerde bu silahlarla halkı silahlandırdı. Böylelikle isyanın silahlı ayaklanmaya dönüştürülmesi organize edildi.
    Ve sonuç ortada.
    En can alıcı bölümü de bu tür örgütlenmelerin, öncelikle gençler üzerinden yaptırılmasıydı…
    Aynı şekilde Suriye, Irak ve Mısır’da da benzer stratejiler uygulandı.
    Burada hem bu kaosu yaratıp, sonrada demokrasi ve özgürlük adlarını kullanarak yardım etmeyi alet edenleri, Timsah gözyaşları dökenleri itina ile ayırıp görmekten başka şansımız yok.
    Ve Mısır, Filistin, Suriye, için ağlarken asıl bizi yanlarında bekleyenler içinde bir şeyler yapıp, daha fazla unutmamalıyız Doğu Türkistan, Kerkük ve Azerbaycan’ı…
    Ve Türkiye’de de hükümetin son yıllardaki iç ve dış politikalarından ve içerideki yapılanmalara müdahalelerinden bir hayli rahatsız olan dışarısı tıpkı yukarıdaki isimlerini yazdığım devletlere uygulanan plan devreye sokularak Gezi Parkı eylemleri üzerinden kaos ortamı yaratılmaya çalışıldı.
    Dedim ya hükümetler ve yöneticiler ne yaparlarsa, nasıl önlemler alırlarsa ansınlar, toplumun en küçük cehaleti kaderi belirleyici olur…
    Ve her ne olursa olsun toplum asla oyuna gelecek hatalar yapmamalı!
    Dış oyunlara koz vermemeli…
    Ve son bir örnek;
    Hani diyoruz ya Tek Dünya imparatorluğu, Rockefeller ve bazı isimler sıralıyorum ya birkaç yazıdır!
    Yahudi yönetmen Aaron Russo’nun illuminati hanedanlığının tepesinde oturan Rockefeller ailesinin bir üyesi olan Nicholas Rockefeller hakkında yaptığı çarpıcı açıklamalar kör olanın bile görebileceği cinsten!!
    “Rocfkefeller ile ortak tanışıklığımız bir avukat aracılığı ile karşılaştım. Avukatım beni aradı ve Rockefeller’ın benimle görüşmeyi arzu ettiğini söyledi. Bir Video yapmıştım. Videoyu izledi ve benimle görüşmek istediğini söyledi. Böylece onunla görüştüm ve kendisini çok iyi buldum. Çok zeki biriydi…
    Konuştuk ve fikirlerimizi karşılıklı olarak paylaştık. Bu 11 Eylül saldırısından 11 ay kadar önceydi. Büyük bir olay olacağını söylüyor ama buna neyin sebep olacağını söylemiyordu. Bu olaydan sonra Hazar Denizi’nin ortasına boru hatları inşa etmek için Afganistan’ı istila edeceğimizi, Irak’ı istila edeceğimizi, petrolün kontrolünün ele geçirmek ve Ortadoğu’da bir petrol üssü yerleştirmek için bunu yapacağımızı ve bunu Yeni Dünya Düzeni, imparatorluğu’na entegre edeceğimizi söylüyordu.”
    Ve o büyük olay 11 Eylül saldırısıydı…
    Sonrasında bu konuşmadan da fark ettikleriyle yaptığı yeni bir çalışmayı çekmek için kamera karşısına geçti ve doğru bildiklerini anlatarak bu derin planı ortaya çıkarmak istiyordu. Belgeselde anlattıklarının üzeri basın yoluyla örtüldü ve çok az bir kesime ulaştırıldı.
    Sonrasında ne oldu?
    Doktorlarının söylediğine göre onun asla böyle bir hastalığının olmamasına rağmen Aa Russo Cedars Mesane Kanseri teşhisi ile hayatını kaybetti!!...
    Çetin AGAŞE / Rotahaber
    1 ...