Bu hususta ortaya atılan en büyük iddia,
"kur'anın farklı dillere yapılan çevirilerinin, kur'an'ın orijinal dilini tam olarak yansıtamadığı ve bundan mütevellit olarak da eksik anlamla ibadet yapılmasının doğru olmadığı" düşüncesidir.
Ancak bu hangi açıdan ele alırsak alalım hastalıklı bir düşüncedir.
Zira, diyelim ki kur'an, yukarıda bahsedildiği gibi hiç bir suretle tam anlamıyla başka bir dile çevrilemiyor, o halde biz Arap değilsek suçumuz ne? kaldı ki, arapların da kur'an'ı ham haliyle anlayabildiklerini hiç sanmıyorum çünkü 1500 yıl öncesinin dil özellikleriyle yazılmış bir kitap. Nasıl ki biz yaşlıların bile dediklerini anlayamıyoruz, muhtemelen Araplar için de ilk okumada anlaşılabilecek bir metin değildir Kur'an-ı Kerim. Buradan da şu çıkıyor, kur'an'ı ne yazık ki hiçbirimiz hiçbir zaman anlayamacağız. bu da dinin doğasına, inanadığımız allah'ın insana bakışına terstir.
Diğer yandan bahsettiğimiz kitap Allah'ın kendisine tekrar edilmesi için gönderdiği bir kitap değildir. islamiyet'e göre Zaten o kitabın sahibi o'dur. Yani kitap insanların anlaması ve anladıklarını hayatlarına uygulayarak kullanması içindir. Namaz da Allah için değildir. Namaz insanın, belirli kurallar çerçevesinde inandığı varlığa yaklaşmak ve onu hissetmek suretiyle yaşadığı bir terapidir, dinlenmedir, maddi ve manevi arınmadır. ve namazda kişi okuduğunu ne derece anlarsa o derece huzur bulur.
Ayrıca kur'an-ı kerim'de pek çok yerde,
kitabın insanlara bir yol gösterici olduğundan dem vurularak, o'nun layıkıyla, yavaş yavaş ve anlaya anlaya okunması istenmiştir.
örneğin,
müzzemmil suresinde,
2 - Gecenin birazı hariç olmak üzere geceleyin kalk (namaz kıl).
3 - Gecenin yarısında kalk, yahut yarısından biraz eksilt.
4 - veya artır ve Kur'an'ı ağır ağır, güzel güzel oku!"
denilmektedir, kuşkusuz ki burada, "üzerinde durarak, anlaya anlaya okumak gerektiği" ifade edilmek istenmektedir.
Ayrıca Nisa Suresi 43. ayette de,
"sarhoş olanların ne dediklerini bilinceye dek namaza yaklaşmamaları" gerektiği vurgulanarak namazda okunacak olan ayetlerin, kişi tarafından doğru olarak anlaşılması gerektiği mesajı verilmiştir.
zira her ne kadar çeviriler arasında üslup ve yaklaşım farklılıkları olabilse de, anlamı ciddi manada değiştirecek kelimelerin ve deyimlerin bulunmadığı açıktır. Zaten her dilde milyonlarca kelime varken kalkıp ta niye tek çeviri yok demek kadar da abes bir şey yoktur.
Daha somut örnekler verecek olursak, hakim olmadığınız bir yabancı dilde dinlediğiniz bir müzik kulağınıza hoş gelebilir ancak melodinin güzel, sözlerin akıcı olması bunu anladığınız anlamına gelmez. Anlamadığınız bir şeyi tam manasıyla hissetmeniz de beklenemez.
Örneğin kullanma kılavuzları da benzerlik taşımaktadır. ingilizce bir kılavuzu latin harfleri ile yazılmış olduğu için gayet iyi okuyabiliriz ancak anlamadığımız bir metin olduğu için cihazı çalıştıramayız. Çalıştırsak bile özelliklerini bilmediğimizden "verimli" kullanamayız.
Sözün kısası,
kur'an'da namazda ayetlerin hangi dilde okunması gerektiği hususunda açık bir bilgi verilmemiştir.
Ancak anlaşılması amacıyla güzelce okunması gerektiği vurgulanmıştır.
ayrıca namaz ciddi ve önemli aynı zamanda da müstakil zaman isteyen "zorlu" bir ibadettir.
Zaten hepimizin de bildiği üzere,
farz olmasına rağmen müslümanların tamamının özen gösterdiği bir ibadet değildir.
işte bundan mütevellit, insanları rahat bırakınız.
bir insan tüm zorluğuna rağmen böyle bir ibadete yeltendiyse,
inandığı varlığa nasıl ulaşması gerektiği hususunda kafasını karıştırmayınız;
mümkünse müdahale etmeyiniz,
kendi işinize bakınız.