affet bizi diye haykırmak istediğim.. ve cümleyi hiç tamamlayamadığım.
insan diye cümleyi tamamlamak istiyorum diyorum öldü diyorlar, oysa sen ölmedin öldürüldün. öldürdüler seni. nefret tohumları içlerinde ağaç olan, ağaçlarının meyveleriyle insan canı alan cellatlar seni öldürdü. o günü çok iyi hatırlıyorum. twitter'da ben de eli sopalıların fotoğraflarını koyup canınızı seviyorsanız eve dönün, sabah ola hayrola yazmıştım. lütfen üniversite ve aytaç'taki evlerinizin kapılarınız açın, arkadaşlarımızı bu gözü dönmüşlerin eline bırakmayın yazmıştım. çok korkmuştuk o gece eskişehir'de durum çok kötü diye yazıyordu herkes. dua etmekten başka birşey gelmedi elimizden. ettiğimiz dualar seni korumaya yetmedi. adının geçtiği başlıklara yazmayacağıma söz vermiştim. o kadar utanıyorum ki seni koruyamadığımız için.
ailenin cenazende bile seni doya doya öpüp koklaması için bir şey yapamadığımız için, senin ölümünden sorumlu olan o doktora cezasını veremediğimiz için, sana saldıran leş sürülerinin hak ettikleri cezayı almayacaklarını bildiğim için..
senin canını verdiğin bu olayları bankla, otobüsle, dükkan camlarıyla, parayla ifade edenlerin ağzını bir daha açamamak üzere kapatamadığımız için..
sen gittin ve şu an hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor hayat. hazmedemiyorum bunu. ne yazsam ne söylesem az gelecek, anlatamıycam içimdekileri biliyorum. senin kanını ellerinde taşıyanların hayatları boyunca yüzünü gözlerinin önünden alamamalarını istiyorum. acıdan, vicdan azabından ölsünler, her an seni düşünüp kahrolsunlar istiyorum.
dedim ya; ne yazarsam yazayım senin adını gördükçe içimdeki o ince telden gelen sesin kalbimdeki acısına engel olamayacağım.