-sonunu çok öncesinden tahmin ettiğim bir şeyi o kötü son gerçekleşesiye kadar yapmaya devam ederim ve sonunda iki kat acı çekerim.
-insanlara alışmayı hiç sevmem çünkü alışıp da kaybettiğimde daha çok üzülüyorum o yuzden soğuk biri gibi görünüyorum uzaktan.
-ciddi anlamda insanları kaybetme korkusu yaşayan biriyim.
-aslında çevremdekilere karşı hallolmaz bir güvensizliğim ve çok çabuk inınıp güvenişim vardır. bu da kendimi ruh hastası gibi hissetmeme yetiyor.
-insanlara söylediğim şeyler söylemediğim şeylerden daha azdır.
-bazen kendım olarak uyumak ve istediğim kişi olarak uyanmak istiyorum. tabi ki bu karekter bakımından , çünkü ben dışarıdan bakıldığında güçlü gibi görünen fakat içerde hiç bir zaman işleri yoluna girmemiş biriyim.
-bazen daha doğrusu çoğu zaman gitme arzusundadır kalbim. çünkü kalarak savaşmaya yetecek kadar cesaretim yoktur.
-insanlara söyleyemem genelde , onları ne kadar sevdiğimi , aslında ne kadar üzgün olduğumu , kızdığım kustuğum asıl seyi. başka 'daha inandırıcı' şeyler bulurum ve inandırırım.
-hayatım boyunca birine sırılsıklam aşık olamamaktan , binlerce yazarın , şairin anlatmaya çalıştığı o duyguyu yaşayamamaktan korkarım en çok.
-insanları affedemem.
-karşımdaki insana karşı takındığım bir maskem vardır her daim yüzümde. sadece çok sevdiklerimin yanında gerçek anlamda ben olurum ve işte o zaman problemler çıkar.
-ve son olarak bunları buraya yazıyorum çünkü bütün bunları söyleyebileceğim yakınlıkta kimse yok çevremde. sadece benimki beni tanımayan insanlara karşı gösterdiğim gerçek ben.