başlık yamuk yumuk ama bahsedeceğim duruma diyecek bir şey yok.
her vatandaş gibi su faturalarımızı ödüyoruz. hatta bazı vatandaşlarımızın(!) faturalarının bir kısmını da ödüyoruz. (bkz: kaçak kullanım bedeli). trt payını şu bu payını geçtim. en yakınınızdaki kitabın 93. sayfasının bilmem kaçıncı cümlesini bırakın şimdi. en yakınınızdaki su faturasına bir bakın allah için. orada atık su bedeli diye bir kısım var. faturanızdaki bedelin kaçta kaçını oluşturuyor o bedel? oran dudak uçuklatır. meğer ne kadar değerliymiş bu tuvalete yaptığımız kötü kaka puu şeyler. birer banka hesabı açsak gidip yatırsak yeridir.
öte yandan içme suyuna ödenecek bedel karşısında atık suyun zararlarının, geri dönüşümünün zorluğunun, yol açtığı ekolojik yıkımların da farkındayım. ama türkiyedeki herhangi bir vicdanlı insan ödenen bu bedellerin karşılığının en iyi şekilde geri döndüğünü iddia edemez. he belki artık bunlara dikkat ediliyor, yeni yeni düzeliyor bazı şeyler. ama sanki bi taraftan birilerinin de cebi doluyor. ben tuvalette ya da banyoda veya bulaşık yıkarken trt izlemiyorum siz izliyor musunuz?
bu dolaylı vergi çılgınlığı halka düşmanlık, az gelişmişliğin göstergesi değildir de nedir?
ben vergi ödemeyelim diyenlerden ya da bir hizmet alıp bunun bedelsiz olmasını dileyen pişkinlerden değilim. ben alın terine inanırım. karşılığının hemen verilmesine de. ama karşılık göremiyorken hangi terin parasını hangi hizmetin bedelini ödüyorum?