üniversite yıllarımda ingilizce öğretmenimizden işittiğim bir fıkrayı paylaşmak isterim. bazen de tebessüm etmek gerekir.
eski zamanlarda ticaret yapan bir gemi ve onun meşhur bir de kaptanı varmış. günlerden bir gün geminin gözcüsü kaptana seslenmiş:
- kaptaaan! korsan gemisi...
- kaç tane?
- 1 tane!
- tamam endişe etmeyin. getirin benim kırmızı gömleğimi!
korsan gemisi yaklaşmış ve çarpışma neticesinde ticari gemi zaferle ayrılmış. yine günlerden bir gün gözcü seslenmiş:
- kaptaaan! korsan gemisi...
- kaç tane?
- 2 tane!
- endişeye mahal yok. getirin benim kırmızı gömleğimi!
korsan gemileri yine yaklaşmış ve zafer yine ticari geminin olmuş. bu olaylar sıkça tekrar edince mürettebat bir meraka düşmüş. ve hep beraber kaptanının yanına gitmişler. ve kaptana:
- kaptan, her seferinde iyi hoş galip geliyoruz da, bu kırmızı gömlek neyin nesi? demişler.
- çatışma esnasında bir kılıç darbesi alır da mürettebatım beni kanlar içinde görürse şevkleri kırılır diye
düşündüm. o yüzden hep kırmızı gömlek giyerim ki yaralansam da belli olmasın.
bu cevap üzerine mürettebatın hayranlığı bir kat daha artmış kaptanlarına karşı. tam o sırada gözcü yeniden seslenmiş:
- kaptaaan! korsan gemisi...
- kaç tane?
- tam 10 tane!
- getirin benim kahverengi pantolonumu!