pek çok kimse için unutulmak istenen anıları anımsatan filmdir. ama ironik olan durum, bu anımsatmaya rağmen filmin seveninin çok olmasıdır. zira film bir bakıma arzulanan bir dileği de gerçek kılar. unutabilmeyi. acıları yürekte canlı tutan tüm tohumları kurutabilmeyi. ve bunu da zahmete girmeden başkalarına yaptırabilmeyi... evet keşke bu mümkün olsa. bizi üzen her anı, birileri tarafından sonsuza dek ödünç alınsa. ama bu maalesef mümkün değil. en azından ağır bir travma haricinde. işin en ilginç yanı da unutulmaya çalışılan şeyin daha da fazla akla kazınmasıdır. yüreğe tutunmasıdır. unutmak mümkün değilse de acıları azaltmak için elbet çareler vardır. güzel anılar eklenmeye çalışılmalıdır hayata. ruh bardağımıza güzel hisleri doldurmalı ve acıların yoğunluğu azaltılmalıdır. işte bu yüzden tam da bugün, geri kalan ömrün ilk günü kabul edilebilir. bu bir inkar değil, sadece geçmişle mücadele etmektir. geçmiş kabullenilir, ama şu an gerçekleşebileceklere önem verilir. ve kim bilir, belki de gelecek çok daha güzel günlere gebedir.