kesinlikle katılıyorum bir öğretmen olarak. nedenini açıklıyım:
öncelikle sabah 8'de okuldayım. öğrencileri sıraya sokup istiklal marşı okutmam gerekiyor çünkü. nöbet günüm o gün. 8 buçukta derse giriyorum. bir bakıyorum sınıfta herkes ayakta. önce bir fırçalıyorum çocukları. ohh sabah sabah bütün negatif enerjimi attım. sonra bir öğrenciyi gönderiyorum bana çay getirsin diye. çocuklara da kitaplarının bilmem kaçıncı sayfasını açıp 2 kere okumalarını söylüyorum. o arada da sigara çay sabah keyfi yapıyorum sınıfta. hatta utanmadım laptopumu da sınıfa getirdim, açtım solitare oynuyorum. o arada baktım bir iki mırıldanma var sınıfta, tahta silgisini fırlattığım gibi kesiyorum seslerini. bu dersi de böyle bitirdim. şimdi tenefüste nöbetçi olduğum için bahçede öğrencilerin başında durmam gerekiyor ki düşüp bir yerlerine bir şey olmasın ya da kavga dövüş etmesinler diye ama kim uğraşacak şimdi. gidiyorum öğretmenler odasına tam geyiğe sarmışız, veli gelmiş. kimin anası babası kim bilir? bin tane öğrencinin ismini ezberlemeye üşendim, öğrencilerim hakkında en ufak bir fikrim yok. hayatında ne gibi sorunlar var, başarılı mı, tembel mi, ne yapar ne eder hiç bilmiyorum. ufaktan sıvıştım öğretmenler odasından. ohh zil çaldı. yine çıktım derse yan geldim yattım sınıfta. hiç bir tenefüste de nöbet tutmadım. bir kaç tenefüste öğrenciler geldi soru sormak için ben bunları derste anlatmıştım diye azarlayıp gönderdim. tenefüste de soru çözecek değilim ya. ertesi günü de aynı şekilde geçirdim. akşama da okulun yurdunda nöbetim vardı. öğrencilere yemeklerini yedirdim. etüde geçirmem gerek ama geçirsem tüm sınıfları dolaşıp tekrar yoklama almam gerekecek, kim uğraşır. dedim yok etüd metüd geçin odalarınıza yatın. çağırdım bir öğrenci git yoklamaları al dedim. o sırada bir öğrenci geldi hastalanmış. hastaneye götürmem gerek ama kim uğraşacak git elini yüzünü yıka geçer dedim. tam bundan kurtuldum derken başka biri geldi oda arkadaşı ağlıyormuş. ben dert babası mıyım bana ne ağlarsa ağlasın dedim gönderdim onu da. saat 11 de öğrencileri kendi kendilerine bırakıp uyudum. aslında koridorları falan gezmem gerek kontrol için, gece de kalkıp dolaşmam gerek ama ertesi sabah tekrar derse gideceğim. uykusuz kalamam doğrusu. ohh bu hafta da derse girdim çıktım diye maaşım yattı. yurt nöbetinden de paramı aldım. okuldaki nöbete para vermiyorlar olsun nöbeti tutmadım zaten. ohh dünyanın en kolay mesleğini yapıyorum. aklıma sağlık iyi ki bu mesleği seçmişim. yazılı zamanı gelince biraz sıkılırım. o kadar soru hazırla, bin tane kağıdı oku notları e-okula gir ama onun da kolayını buldum. soruları internetten bir kere bulmuştum her sene aynı soruları soruyorum. bir öğrenciye de cevap anahtarını verip, tüm kağıtları okutuyorum. biraz da sözlü notu verince e- okula da öğrenci giriyor notları zaten. hay aklımı seveyim.