rolling stone dergisinin "doksanların en kötü grupları okuyucu oylaması"nda büyük bir sürprizle en kötü beşinci grubu seçilen müzisyen topluluğu.
Dergi de çok şaşırmış ve beşinci sırada yer almalarına sebep olan okuyucuları bayağı bayağı azarlamış.* Okuyucularından ankete oy vermesini isteyip, kendi sevdikleri grup kötüler listesinde belirince sinirlenmek daha da komik ama neyse.
Her ne kadar en kötüler sıralamasında yeri olmadığına inansam da, fazlasıyla overrated bir grup olarak böylesine tepki toplaması doğal. 90lar sadece grunge ve nirvana değildi, envai çeşit müziğin, hem de 80lerdeki hatalarından ders alarak kaliteli bir arayışa girdikleri dönemdi. Mükemmel bir albümün yanında iki tane şöyle böyle albüm yapmış olabilirler, belli bir dönem kitleleri de etkilemiş olabilirler, bir yığın kötü taklitleri de çıkmış olabilir ama popülaritelerinin büyük bir kısmını Kurt'un şaşırtıcı intiharına ve ardından karısıyla ilgili spekülasyonlar ve sansasyonlara borçlu olduğunu görmemek de aptallık olur. Kurt intihar etmese, aynı kaliteyi sürdürebileceklerine dair şüpheler var, çünkü In Utero, Nevermind'a göre fazlasıyla sıradandı. Tabi kendilerini geliştirip yeni bir Beatles veya Pink Floyd da olabilirlerdi, o da bir ihtimal. Kurt'ün popülaritesinin aksine pek de göz önünde olmayan davulcularının kurduğu Foo Fighters'ın şu aralar dünyanın en büyüklerinden biri olduğu düşünülürse ilginç bir süreç izleyebilirdik.
Yorumlar kısmında Nirvana tayfası ile anti-Nirvana tayfasının kavgalarını okumak çok eğlenceli bir iş. Her iki taraf da birbirini bir kaşık suda boğabilir.*