yürüdükçe arka cebinden tanrıyı düşürdü
gelincik tarlalarının başladığı yerde öldü annesi /paslı bir sarıydı saçları
şakakları ıslak
sırtı göl
gölgesi yok idi
sıcak idi
biyerleri egzama idi
kudüse indi
gecenin midesi bulandı
tenleri renksiz ölüler görüp odasına geçecekti
epiphanesi gördü ansızın
sanki galatlılar yürüyordu
şölen vardı
kulakları uğulduyordu
gümüş kalkanlı makedonlar yürüyordu önleri sıra
epiphanes tuhaftı
kölelerle şakalaşıp
fakirlerle yemek yiyor
tekrar tahtına çıkıyordu
bol, kırmızı mantolar giymişti galatlar
sonra kedi miyavladı
karnım acıktı
dalmışım.