kemalizm

entry1488 galeri video9
    62.
  1. atatürkçülük ile arasında uçurum olan düşünce biçimi.

    atatürkçülük temelinde atatürk'ün yaptıklarını onaylamaktır.

    kemalizm ise atatürk'ün yaptıklarını koruma temellidir. işte bu noktada da sorunlar doğurur. çünkü bir tane atatürk yoktur, bir çok atatürk vardır.

    (bkz: hangi atatürk)

    daha atatürk'ün neyi neden yaptığını anlayamazken, daha birşeylerin tanımını bile yapamazken peşine takılıp gitmek doğru değildir.

    biraz örneklemeye çalışayım;
    atatürk emperyalizme karşı mücadele vermiştir, ancak özelleştirme de yapmıştır. atatürkçüler bunu onaylar doğru yapmıştır der, çünkü ülkende üretim yoktur, teknoloji yoktur, şudur budur.

    aklı evvel zihniyet ise atatürk özelleştirme yapmıştır, o zaman biz de yapalım özelleştirme iyidir demek de kemalizm'dir.

    gibi bir çok örnek sayabiliriz. kısacası atatürkçü biri atatürk'ün yaptıklarının o döneme göre doğru olduğunu savunur, kemalistler ise idame ettirme çabasındadır. doğal olarak bir kemalistin dediği genelde diğerini tutmaz. çünkü atatürk'ü anlamak sanıldığı kadar kolay değildir.

    kemalizm'i sistem olarak gören zihniyet de vardır, kemalizm asla bir sistem değildir, yönetim biçimi değildir. ama herkesin kemalizme sarılma çabası vardır. o kadar ki, chp kemalist olduğunu iddia eder, mhp kemalist olduğunu iddia eder, demokratik sol parti kemalist olduğunu bazen iddia eder, demokrat parti kemalist olduğunu iddia eder, saadet partisi bile zaman zaman kemalist olduğunu iddia eder, ak parti de kemalist olduğunu iddia etmektedir. kendilerine göre kemalistlerdir, çünkü bir zamanlar atatürk'ün yaptığı bir şeylere sarılırlar. dolayısıyla da ister istemez gerçek görüşü bölerler, ucundan tutarlar köşeye çekerler. bu kadar taban tabana zıt olan görüşlerin hepsinin adı kemalizm olur?

    neticede bu gün atatürkçüyüm diyen bir çok insan bile aslında kemalisttir, bu da körü körüne inanmaktır çünkü tek bir kemalizm yoktur. atatürk'ü söyledikleriyle anlamak, yaptıklarıyla değerlendirmek çok zordur.

    bu konuda kendi söylediklerini de okursak, ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.

    "ben, manevi miras olarak hiçbir nass-i kati, hiçbir dogma, hiçbir donmus ve kaliplasmis kural birakmiyorum. benim manevi mirasim, bilim ve akildir.

    benden sonrakiler, bizim asmak zorunda oldugumuz çetin ve koklu guçlukler onunde, belki amaçlara tamamen eremedigimizi, fakat asla odun vermedigimizi, akil ve bilimi rehber edindigimizi onaylayacaklardir.

    zaman hizla donuyor, milletlerin, toplumlarin, bireylerin mutluluk ve mutsuzluk anlayislari bile degisiyor. boyle bir dunyada, asla degismeyecek hukumler getirdigini iddia etmek, aklin ve bilimin gelisimini inkar etmek olur.

    benim, turk milleti için yapmak istediklerim ve basarmaya çalistıklarim ortadadir. benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen uzerinde akil ve bilimin rehberligini kabul ederlerse, manevi mirasçilarim olurlar.”
    1 ...