sakin sakin mık ta oturuyordum. yasakani şöyle bir önümden geçip pis bir bakış attı, "tanıdım seni, yazar değil misin sen" der gibi. daha doğrusu o anlamda baktığını sonradan öğrendim*. bana ilk başta aramızda bir kız davası varmış da benim haberim yokmuş gibi geldi. tırstım açıkçası. gerçi üflesem uçacak ama elim yara. neyse ben bu adamı nerden tanıyordum derken abberline dostumu gördüm. rahatladım. biraz çay, sohbet derken, bunların asıl niyetleri yavaş yavaş ortaya çıktı, sis perdesi arlanmaya başladı. tophane mophane derken anladım ben zirve havası vardı ortamda. dedi gelir misin, dedim belki bir uğrarım. "sosyal fobimi yenebilirsem gelirim" diyemedim o an. sonra bu gitti. bi kaç arkadaşı aradım. dedim "zirve var lan gelin çok komik oluyor zirveler eğleniriz", onlar telefonu suratıma kapatırken ben yola koyulmuştum çoktan. zaten 10 adım mesafe. mık la arap şükrü arası. derin derin nefesler alıp masaya gittim. aman o nasıl tipler öyle, kafalar bi dünya, boş boş muhabbetler, rahatladım. her tarafı sosyal olsa nolur dedim bunların. fobi mobi kalmadı. şansıma da sığadam ın yanına düştüm masada. sığ sığ muhabbetler, geyikler. biram yarılanmadan sıkıldım bi ara maça daldım. sonra dedim bunlar birazdan leyla olurlar, cüzdan çakmak cep tel. ne varsa toplarım. sonra baktım mülayim taa kalkıp istanbul lardan gelmiş, masada edebiyat öğretmeni falan var, ayıp olur dedim kendimi tuttum. sadece cricket çakmak yürüttüm. burock daha önceden tanıdığım elemandı. beraber tütünden konuştuk. güzeldi. ortamcı yla yeni tanıştık. japonya daki ortamı anlattım ona. şaşırdı bu. "öyle herşeye şaşırma şaşalak olursun" dedim. bu lafıma da şaşırdı. sonra ben bi ara masadan işim var diye kalkıp mojo ya gittim, bir bira da orda içtim biraz eğlenip dansettim sonra geri geldim. zirvenin sonunda insanları zirvenin bittiğine inandırmak için bir buçuk saat geçti. bi grup evde devam ederken bi grup izmir yoluna doğru harekete geçtik. benim evime gidip birer bira içme teklifimi de saygısızca reddettiler. sonra burock beni son görükle dolmuşuna yetiştirdi. gözlerim doldu. ne iyi insan. yoksa izmir yolunda sabaha kadar yürümek zorunda kalacaktım. neyse eve varınca bir bira açıp, balkona çıkıp minderlere serildim, geceyi ve zirveyi düşündüm. katıldığım en güzel zirveydi.