osmanlı'nın adeta devlet memuru olan balım sultan'ın batıni/sufist uygulamalarını kendisine isnad ettiği türk-islam aleminin en mühim şahsiyetlerinden biridir. benim açımdan imam maturidi kadar mühimdir. ayrıca bugünün algısıyla ele alındığında hacı bektaşı veli ile alevilik ya da bektaşilik arasında temel bir bağ bulmak gayet zor. tek ortak nokta hacı bektaşı veli'nin iyi bir ozan olmasıdır.
alaka olmamasının sebebine gelince balım sultan'ın ikinci beyazıt tarafından kırşehir'deki dergaha atanmasından ileri gelir. amaç ise oradakileri safevi propagandacılarına karşı korumak. yani siyaset. bu gayet uzun bir konu, başka bir yazı da ayrıntısı ile değinmek istiyorum.
devirlerin siyasi şartlarına göre farklı kimliklere bürünen hetorodoksi hareketler osmanlı'nın akılcı bir politikasıyla safevi-kızılbaş etkisine karşın yine sufist bir akımı kullanarak, bu siyasi hareketlerin temeli olan inanç unsuruna karşı koymayı bir şekilde başarmıştır. hele ki kendisinin kızılbaş hareketi ile yakından uzaktan alakası yoktur, fikirsel olarak yani. hatta balkanlardaki bektaşilerin o dönemdeki kayıtlarına baktığımızda şah ismail'den hiç haz etmediklerini görüyoruz. hatta şah ismail balım sultan'ı ''ayartabilmek'' için şu nefesleri dergahına göndermişti;
--spoiler--
Gaziler dertlere derman bulunur Sultan Balımdan
Sınık gönüllere merhem bulunur Sultan Balımdan
Budur âlemler âlisi cümle gerçekler velisi
Gaziler aşkın dolusu sunulur Sultan Balımdan
El benliğin dilden kesip nefsin ejderhasın basıp
Gümansız talibe nasip verilir Sultan Balımdan
Aşıka tan etme yani Dergâha döndürmüş yönü
Dünü günü kudret hunu sürülür Sultan Balım'dan
Can Hatayim der bendesi nazar etmiş haslar hası
Sinik gönüller aynası silinir Sultan Balım'dan
--spoiler--
tabi ki karşılık bulamamıştı.
kızılbaş-bektaşi karması ise başta da söylediğimiz gibi balım sultan'ın dolayısıyla osmanlı'nın eseridir ve son dönemde cumhuriyetin kuruluş döneminin. bugünün algısındaki hacı bektaşı veli balım sultan'ın eseridir. ancak bugün ile 1200'lerde yaşamış hacı bektaş-ı veli arasında hiçbir benzerlik yoktur, kendisinin Velâyet-nâme-i Hacı Bektâş-ı Veli ,Makalat Kitâbu'l-Fevâid, Şerh-i Besmele, Şathiyye, Makalat-ı Gaybiyye ve Kelimat-ı Ayniyye gibi eserlerine bakıldığında; özellikle makalat incelendiğinde bu gerçek ortaya çıkacaktır.