üniversite yaşamı boyunca hocasının getir götür işlerine koşmuş, bolca ezber yapmış ve eş dost ilişkileriyle üniversiteye kapağı atma derdine girmiş olanlarının yanına kibrinden yaklaşılmaz. işleri güçleri birbirlerini çekiştirmek ve kahve içmektir. çünkü tek amaçları üniversiteye kapak atmaktır ve bunu başarmışlardır.
birebir derslerde, öğrenciyi saatlerce odasının kapısında bekletir. akademisyenimiz bir saat sonra, elinde nescafe kupasıyla bir diğer akademisyen arkadaşının odasından, laflamayı bırakarak çıkar. '' aaa ben seni unuttum cınııııım. '' der. telefonla ararsınız, çıkışır. aramaz ve ders saatiniz dolunca ayrılırsınız kapısından, '' niye beklemedin?! '' der.
derslerde ya türkçe kaynaklardan okuyarak ya da ingilizce kaynaklardan çatpat çeviri yaparak konu anlatır. üzerine azcık yorum yapar, yapabilirse. sıkıştığı yerde, '' bunu da araştırma konusu veriyorum. '' der.
derslerde zeka ve çalışma yönünden sivrilen öğrencilerden hoşlanır gibi görünseler de, kimileri bu öğrencilerin gizliden gizliye altını oymaktan hoşlanırlar. hiç olmadı, öğrencinin şevkini kırmaya çalışırlar. aldırış etmeyin.
ve gelelim gerçekten de bilim dünyasına bir şeyler katmayı amaçlamış, kendine has fikirleri ve çalışmaları olanlara. sayıları çok değildir ve asalak akademisyenler tarafından kıskanılırlar. verdikleri derslere hazırlıklı olarak gelirler. ders saatlerini genelde aksatmazlar ve her türlü konuda dersi destekler nitelikte tartışmalara girmekten keyif alırlar. eleştirilere, asalak akademisyen arkadaşlarına göre çok daha açıklardır. mümkün olduğunca birikimlerinden yararlanmak, bolca fikir alışverişinde bulunmak gerekir.