çok ince matematiksel hesaplarla oluşmuş dünyanın, yaratılmış insanın veya canlının evrende kendiliğinden var olduğunu söyleyebilecek kadar aklını az kullanan insanların algılarıdır.
her şey bu kadar ince hesaplarla yaratılmışken nasıl olur da allah'ın bilimden tamamen uzak olduğunu iddia edebiliyor insanlar hayretle okuyorum.
günümüzde dinler insanların uydurdukları şeylerle doludur. oysa allah bunları söylemiyor onlara. onlar dini istedikleri gibi yorumlayıp bir şeyler söyleyiveriyorlar. dolayısıyla bunlara inananlar da inançlı insanın bilimden uzak kalması gerektiğini savunabiliyorlar. oysa zahmet edip allah'ın yolladığı kitapları okusalar tek bir şeyin ön plana çıktığını görürler: "akıl"
din akıldan bahsediyorsa, bilim akılla yürüyorsa bunların ikisinin birbirinden ayrı olduğunu düşünmek büyük bir yanılgı olur.
dünyada algıladığımız her şeyin evrende de böyle olduğunu düşünüyoruz biz insanlar. oysa zaman kavramı sadece biz dünyada bu şekilde algıladığımız için böyle. yoksa sabit biz zaman kavramı yok evrende.
sesler sadece biz bu şekilde algılayabilelim diye böyle dünyada.
mesela insan kulağı belli bir şiddetin altındaki sesleri duyamıyor. bunu herkes bilir. aynı insan belli bir şiddetin üzerindeki sesi de duyamıyor ne ilginç ki. örneğin; dünyanın dönerken çıkardığı muazzam sesi duyamıyor insanoğlu. çünkü yaratıcı sadece belli bir aralıktaki sesleri duyabileceğimiz şekilde dizayn etmiş bizi.
bu kadar muazzam çalışan bir bünyeye sahip olan biz insanların bu bünyeye yerleştirilmiş mükemmel beyni kullanmadan sadece körü körüne br şeylere inanması ne kadar acı.
aklını kullanarak taraf tutmadan okuyabilen herkes evrenin yaratılışından insanın yaratılışına kadar her şeyi rahatlıkla kavrar zaten fazla kasmaya gerek yok.