hayatlarımızı yaşadığımız süre zarfında pek çok kereler yaptığımız, altında imzamızı barındıran hadisedir.
en son bir evden çıkıp gittim benzer şekilde. ardıma dahi bakmadım diyebiliriz. baygınlıklar bıraktım, göz yaşları bıraktım, beyaz eşyalar, mobilyalar, çeşitli elektronik cihazlar, çok çok önemli ve neredeyse aynı baskısını bulamayacağım kitaplar bıraktım...
demek ki işte o kadar, o kadar bunalmışım kendi içimde. sonra cevapsız sorular bıraktım ve arkadaşlarıma göre hiç çingenelik falan yapmadım. "bana ait" diyeceğim, denilecek de çok şey bıraktım. yarım ağızla "al eşyalarını" diyenleri de bıraktım bir o kadar.
hayatımızın ardında bıraktığımız ne çok şey var öyle her şeye tabi olan?
dün "erkek erkeğe alışveriş" diye bir şey geçti başımdan. akabinde oturup da bir bankta sigaralarımızı yaktık; furkan'ın eşsiz çıkarımı da tam bu sırada geldi. "evleneceğine araba alsaydın ya sen" diye. düşündüm, aslında mümkündü bu. gülümsedim ama bilir o neye nasıl gülümsediğimi... "aptal gibi hissediyorsun di mi?" diye sordu. biraz daha gülümsedim ki gülümsemem şekil değiştirdi biraz. "eşyaları ne yaptın peki?" diye sordu. sigaramdan aldığım nefesi bayrampaşa'nın göğüne savururken artık cevap vermeliydim bir şekilde, sonu gelmezdi yoksa, ben de onu tanıyordum. "bıraktım. olduğu gibi bıraktım..." dedim. güldü önce sonra "olum seninki değil miydi vaktiyle en ufak bir kavganızda kuzeni ile ona aldığın bütün hediyeleri paketleyip de yollayan?" diye sordu, şahit olmuşluğu vardı böyle bir saçmalığa zira. "evet" dedim "oydu" sonra çıkarımlarına devam etti "garip, çok garip..." diyerek. ekledim sonra "o zaman sadece benim ailem haberdardı ilişkimizden ve büyük oranda benim çevrem" diyerek. kafasını salladı, sigarasından bir nefes çekti "herşeyi bıraktın yani" dedi.
aslında o ana kadar pek bu açıdan bakmamıştım. ama yaptığım şey aslında "her şeyi bırakıp gitmek" dedikleri şeydi. hani şarkılarda-şiirlerde bahsi geçen o eylem. ama ben gerçekten yapmıştım bunu.
bir hayal değildi, hem hayal olsaydı böyle kurulmayacağı aşikârdı.
hem çok zamandır arayıp sormamıştım, krizlerini bensiz de atlatabilmeyi başarmıştı.
gerçekten her şeyi ve herkesi bırakıp çekip gitmiştim. aslında hayatımda bunu pek çok kereler de hiç çekinmeden, aynı ciddiyetle ve sebebi ne olursa olsun yapmıştım bir şekilde.
bazen "neden" diye sorduğumuzda cevap bulamayız.
o zamanlar işte yaptığımız, yapacağımız her ne ise artık yapmamaya başlarız.
vazgeçmişizdir çünkü.
hem ben araba almayı hiç düşünmemiştim. bunu da dün farkettim binevi. belki günün birinde düzgün bir tane bulursam 68 model bir canavarım olabilir. ama onun adı da araba olmaz bana göre. belki biraz canavar olur...