basının üstünde baskı olduğunu iddia eden zihniyetlerin şu sorunun cevabını verememesi boka bastıklarının bir göstergesidir.
hemen şöyle açıklıyorum.
17 Mayıs 2006 tarihinde danıştay saldırısında katil zanlısı alparslan aslan binaya dalıp tekbir getirerek Mustafa Yücel Özbilgin'ini öldürmüştür. bakın isterseniz araştırın 17 mayıs günü, ankara emniyet müdürlüğü, olay ile ilgili soruşturma başlatıldığını, katil zanlısı alparslan aslan'nın niçin böyle bir saldırı düzenlediği ile ilgili bilgiyi, soruşturma aşamasında kamoyuna duyuracağını bildiriyor.
olayın daha ne oldu, kimin ne amaçlar için böyle bir eylem planlaması yaptığı bilinmez iken türkiye, 18 mayıs sabahına bu manşetlerle uyandı
milliyet tin attığı manşette alparslan aslan'ın tekbir geitirip, "allahın askeriyiz" deyip ateş açtığını yazmış.
diğer gazetelerde tekbir getirip ateş açtığını iddia ediyor.
olay ile ilgili olarak saldırıda esnasıda odada bulunan diğer üyeler iddiayı yalanlamışlardır.
--spoiler--
Danıştay Başkan Vekili Tansel Çölaşan'ın saldırganın 'Allah'ın askeriyim, Allahü ekber' diyerek ateş ettiğini ileri sürmesine rağmen, bu iddia bizzat saldırıya uğrayan ve odada bulunan üyeler tarafından yalanlanmıştır
--spoiler--
şimdi gel gelelim işin asıl kısmına... ortada böyle bir şey yokken. bu basın dedikleri kendilerine gazeteci dedikleri kişiler kimden ve ne şekilde böyle başlıkları atma cesareti buluyor ?
bu gazeteler iki ayrı suç işlemiştir.
1 -> yalan haber yayınlayarak kamuoyunu zehirlemiştir.
3 -> türkiye'de yaşayan farklı düşüncelerdeki insanları karşı karşıya getirerek ve dindar kesime karşı kin beslenmesine yol açarak 1. dereceden bölücülük faaliyetini gerçekleştirmişlerdir.
peki bu gazetelere bu başlıkları atma emrini verenler ile ilgili herhangi bir adım atıldı mı ? ben olayı yakından takip ediyorum. ancak gazetelerde bu başlığı atan kişiler ile ilgili olarak soruşturma açıldığını görmedim duymadım. eğer açılmışsa vicdanen kendimi rahat hissederim ki bilyorum ki hiç bir işlem yapılmadı.
yıllarca "şeriat gelecek ! laiklik bitecek !" diye yırtınıp durdular. hatta ve hatta tanınan bazı gazeteci ve ünlüler yabancı basına
"Sharia is coming !" diye diye de bir hal oldular. herhalde baktılar ki şeriatın geleceği yok. en iyisi biz böyle bir komplo kurup, milleti galeyana getirelim düşüncesi ile hareket ettiler. ancak, hakikaten fena halde boka bastılar.
şimdide ekranlara çıkıp, bu açıkça gözüken cinayetleri savunacak bir taraf arıyorlar. kusura bakmayın ama bu düpedüz bir yavşaklıktır. bir insanın bunun bir parçası olabilmesi için, bana göre şeref ve haysiyet gömleğini çıkarması gerekir.