devlete kapak atıp keyfine bakan,
kendini geliştirmeye gerek görmeyen,
derslere en az beş dakika geç giren,
girdiği derste de yüzde ellinin altında verimli olan, teneffüste bir öğrenci bir şey sorsa' görmüyor musun tost yiyorum' diyen,
kafasını yaran öğrenciye koşmasaydın diyen,
seminer dönemini tam anlamıyla kadın günü tadında geçiren,
günde en fazla 4 saat çalışan (teneffüsler hariç), hatta bir günü boş olan, iki ay hiç gitmediği halde tam maaş alan,
alanında çok iyi olmayan, buna rağmen öğrenciyi aşağılayan
en az 2500 maaş alan,evi arabası olan, bir giydiğini bir daha giymeyen ve hala şikayet eden öğretmenleri gördüğüm için ben de öğretmenleri sevmiyorum genel olarak.
not: öğretmenim.
bana öğretmenlerin yapması gerekenleri sıralamayın. keza ne nöbetler, ne sınıf defterleri, ne performans proje ödevleri, ne gözlem formları ne sosyal kulüpler ciddiye alınıyor ne de gayret ediliyor.
bir öğretmen sadece sınav yaparak ve bir kaç belge hazırlayarak bile yıllarca ayakta kalabilir.
ama kutsal diye diye sustuk yıllarca ve hala devam ediyoruz susmaya.