34.
-
sevgilimin yada neyim olduğunu bilmediğim bir kişinin söylediğine göre, bende çok önceden olan yerleşen bir durummuş.
bir şey hissettirememiş filan ona göre mazareti buydu tabi, ama bana göre hissetmesem eğer hissiz olurmuyum?
hatta ona göre "seçilmişim" bunları yaşadığım için.
bir nevi yanlış kararların cezasını çekmektir hatta kısacası boşlukta olmaktır.
"seçilmiş" filan değilim, kendisi dengesiz olduğu için bana öyle anlam yüklüyor ve tersini yapmakta sakınca görmüyor.
yani böyle "seçilmiş" olmayı kim isteyebilir?
belki canımı yakarak seviyor, belki sevmiyor ama ben her şekilde yolun başına tekrardan dönüyorum.
hatta tekrardan aynı şeyleri yaşıyorum kendi kör vicdanım yüzünden.
gözüme her şey sıradan gelmeye başlıyor.
aşk ve sevgi cümleleri duyduğunda her seferinde kemik bekleyen kuçular gibi sevinçten titriyorsun.
ama her seferinde biraz daha insanlığını kaybediyorsun ve farkındalık kazanıyorsun hatta mantıkla zehirliyorsun kendini.
aslında beni kurtarmadı ve olduğum yerde bıraktı.
istese kalbimi heyecandan yerinden çıkartabilirdi ama yapmadı.
niyesini bile soramadım.
niye hükmedemediğin kişiden korkuyorsun ve kaçıyorsun?
niye hükmettikten sonra her şeyinden faydalanmıyorsun?
niye sadece uzaktan tanrıçasın?
niye sadece uzaktan patronluk taslıyorsun?
neden sadece zayıflara hükmedebiliyorsun?
hissizlik yanında bir sürü sorgu getirir ama cevaplarını ne karşı taraf verebilecek cesarettedir, nede kimse düzeltme ihtiyacı hisseder.