kişinin düştüğü en büyük yanılgılardan biridir. yıllar önce böyle bir şehir efsanesi ortaya çıkmış ve insanlar gittikleri her kır, bayır türü ortamlarda bu yoncayı bularak, para alma hevesiyle yanıp tutuşmuşlardır.
- merhaba ben dört yapraklı yonca buldum, kaç para alıcam?
+ yok beyefendi. para filan vermiyoruz.
- ee hikmet veriyorlar dedi, çok aradım ben bunu.
+ hayır yanlış söylemişler.
- kaç yapraklıya veriyorsunuz?
+ kaç yapraklı olursa olsun vermiyoruz.
- patlangaç çiçeği bulayım, ona verin?
+ çiçeğe vermiyoruz.
- 10 memeli inek getireyim?
+ hayvanlara da vermiyoruz.
- irfan var mahallede bizim, her ayağında 6 tane parmağı var, ona verin?
+ offffffffffff
- oğlum lan etrafı iyi kolaçan edin. dörde ayrılalım. hüsnü sen dağın eteğine, ben çamlığa, hakkı sen yol kenarına bak.
hüsnü: ee abi üç oldu?
- bırak geyiği şimdi. dağılın, bulalım şu yoncayı.
hakkı: tamam abi.
- 1 saat sonra burada buluşalım hadi.
(1 saat geçer)
- ne yaptınız lan, bulabildiniz mi?
hüsnü: abi beni ayı kovaladı, arayamadım valla.
- ben iki tane buldum. biri üç yapraklı, biri beş. yaprak nakli yaparız, söyleyelim bizim çiçekçi mithat'a. hakkı sen ne yaptın?
hakkı: valla abi yol kenarında bir araba durdu. kız adres sordu, tanıştık. ismi gonca, yaprağı yok. yerler mi?
- lan bir git oğlum yaa..