annemin iş yerine yakınlığı sebebiyle ergenliğimin 6 yılını geçirdiğim ilçe.
bir şose vardı birde gazino, şose daha tehlikeli bir taraftı biz çocuklar için her an dayak yiyebileceğin bir ergen ekibiyle rastlaşabilirdin.
fatih lisesinin arkası bom boş bir araziydi. şimdilerde bina dolmuş. işte o arazide gider takılırdık resmen belamızı arardık. ama mutlaka 3-4 kişi ve sağlam giderdik kavga oralarda heran çok olağandı.
gazino civarı kısmen daha iyiydi ama kısmen.
örnek baldıran sokağın bebesi ürgüp sokaktan geçerse mutlaka bir saldıraya uğrardı.
aynı şekilde bizde diğer sokakların çocuklarını geçirmezdik sokağımızdan.
ben çankayadan o semte gelmiş mavi gözlü beyaz tenli ve onlara göre diksiyonu daha kibar biri olarak başta çok zorlandıktan sonra acayip uyum sağlamıştım. (demmek ki içimde varmış haytalık)
çizmeci okulunun arka tarafı da başka bir dünyaydı. birbirimize dalaşmazdık herkes kendi çöplüğünde öterdi.
hayatımda tanıyamacagım tipte arkadaşlarım oldu. o gun top oynadığım ekmeği paylaştığım o serseri ruhlu arkadaşlarımı annemin tayini ile birlikte oracıkta bırakıp geri çankaya semtine kuçük sırça köşküme dönmüştüm.
ama başka bir bebe olarak, kafamı bozanın ağzına ikiletmeden yumruğu çakmanın. yada bıçak çekenin karşısına geçip g.tün yiyosa gel sok diyebilmenin imtiyazına sahip olmuştum.
çok yıllar sonra keçiörene gittiğim zaman çok başka bir dünya gördüm çok değişmişti sanki hiç yaşamamış gibiydim o günleri.