her işi kendileri yapan ve çırak çalıştırmayan berberlerdir. halihazırda traş olan bir kişiden başka müşteri olmadığı için, sıra beklemeden traş oluncağı coşkusuyla içeri girilir.
- selamınaleyüm amca.
+ aleykümselam yeğenim geç otur.
masadaki fi tarihinden kalma dergilerin muntazam dizilişini bozmamak için televizyonda haberler izlenir. traş olan kişinin işi bitince yaşlı berber gözleriyle "buyur otur" der.
- nasıl keselim?
+ hafif üstlerden alalım, arkayı toplayalım.
aslında verdiğim cevabın ve sorulan sorunun anlamsızlığının ikimizde farkındaydık. "biribirimizi kandırmayalım. üçe vuracaksın değil mi?" der gibi baktım. gözlerini kaçırdı benden.
televizyona saçımdan daha çok ilgi gösterdiğinden traşın bu akşam bitmeyeceğini anlamıştım. şansımı denedim;
- amca biraz hızlı olabilir miyiz? işim var da.
+ tabi oğlum.
dedi ve bir makas daha vurduktan sonra gözlerinden akan uykuya rağmen haberleri izlemeye devam etti. bu şekilde traşın yarısından fazlası geçtiği vakit;
- ben bir akşamı kılayım hemen geliyorum. kumandayı alabilirsin.
boynuna bağlanmış pelerinle, berber koltuğunda kafasının yarısı traşlı bir gencin, dışarıdan nasıl göründüğünü düşünmemeye çalışarak beklemekten başka çarem yoktu. hem iyi tarafından düşün. bak kumanda sende.
sonunda traşı uyuklayarak tamamlayan bir berberle geçen saatlerime mi yanayım yoksa kafamı üçe vurmasına mı bilmiyorum. en son ilkokulda kestirdiğim modelin iğrençliğini düşünmemeye çalışmaktan başka çarem olmadığını biliyordum sadece.