bu bence bütün dünyayı şaşırtan bir olay oldu. gezi eylemi hiç hesapta yokken insanları çılgınlar gibi sokağa döküp yılların birikmişliğini bir şekilde haykırırken dış ülkeler fazla renk vermeseler de yatırımlarını eylemciler üzerine yapıyorlardı. polis eleştirileri, canlı yayınlar, haberler bunun işaretleriydi. o günlerde ben de tayyip erdoğan\'ın yangına körükle gidip müdahaleleri iyice sertleştirmesinden sonra "aha boku yedik iyice karışacak ortalık" şeklinde değerlendirmiştim.
eylemlere haziran ortalarına kadar ön sıralardan destek vermiş olmama rağmen söylem kıtlığı ve amaçsızlıktan ötürü iyice hevesim kırılmıştı. ilk günlerden beri "umarım tekrarlanmak üzere fazla kırıp dökmeden son bulur" kafasındaydım ama türkiye\'nin belki de en kadrolaşmış hükümetini istifa noktasına getirebileceğini ummak her ne kadar o gün mümkün gibi geldiyse de bu ülke için çok fazlaydı. ve malesef bu sonucu doğurdu. aha bu entry'de de anlatmıştım derdimi, merak eden bakar. eylemciler olarak biz de boş beleş adam damgasını haketmedik değil. (#20326801)
gamsızlık, vurdumduymazlık, deve kuşluğu, insanı hiçe saymak yani tam anlamıyla siklememe durumu.
