Ölüm ne garip şey. Daha sabah görüyorsun, seviyorsun, öpüyorsun. Akşam gelirken iki ekmek bir de yoğurt istiyorsun. Akşam oluyor, bekliyorsun... bekliyorsun... gelmiyor. Gelmiyor işte be. Öldü diyorlar. Ne kadar basit! Karşidan karşiya geçerken araba çarpti. Hastaneye kaldirdilar ama kurtaramadilar. Cidden ölmüş. Gelmiyecekmiş bir daha. Hem de hiç. Istediğin kadar bekle camda, istediğin kadar kapinin çalmasini bekle, Istediğin kadar ağla, istediğin kadar 'o' gelecek de. .
Yok ulan gelmeyecek işte...
Ölüm garip şey. Yani öyle diyorlar. Gelemezmiş bir daha. E herkes mutluyken, herkes sevdiğine sarilmiş uyuyorken, herkesin akşam evinin kapisi çalinacakken o ne yapacak? Sevdiğinin yokluğuna mi alişacak yoksa çevrede 'mutlu insanlarin ' aciyan gözlerle ona bakmasina mi katlanacak? Ya da her gece o koskocaman yatakta tek başina yatmanin ağir yükünü mü kaldiracak?