bazılarının hayalini kurduğu eylem.
bir müslüman neden ateizmi seçer bunu düşünelim önce. efenim islam yanlış anlaşılmaya çok müsaittir. taliban ya da hizbullah'a baktığımızda bunu çok rahat görüyoruz. islamda nikah ve boşanma, hac ya da oruç konuları çok sık yanlış anlaşılıyor. en çok yanlış anlaşılanlar ise cihad, her müslümanın kusur işleyebileceği gerçeği ve Allahın (c.c.) kusursuzluğu. bence bunlardır, yanlış anlaşıldığında bir müslümanı ateizme ya da diğer dinlere sürükleyebilecek şeyler. eksiklik olduğunu düşünen arkadaşlar buyrun mesaj butonu orada, hatta gerçekten eksiğim varsa ve düzeltilirse ayrıca memnun olurum.
öncelikle cihadı açıklayalım. cihad genel olarak mücadele demektir. islam adına mücadele yani. bu yanlış anlaşılıyor, sanki islam her soruna savaşla karşılık veriyormuş gibi. öyle değildir. bir yanlışı el ile düzeltmek, olmaz ise dil ile düzeltmek bunlar mümkün değilse kalb ile buğzetmek vardır. yani saldırıyı önce fiilen engelleyin. olmasını engelleyin demektir ki bu illa dövmek şeklinde değildir. bu olmazsa dille uyarılır. çoğu yarım müslümanın değil islama hakaret eden, sırf öğrenmek için soru soranlara bile küfrettiğini görürsünüz bu islamda yoktur. yarım müslüman dedik ya. bir insana yanlışı uygun dille sebepleriyle anlatılır. bu mümkün değilse artık, hiçbir şekilde laf anlatamadıysanız, o kişininn davranışın kötü olduğunu düşünürsünüz. Allah (c.c.) sizin içinizden geçenleri de bilir. bu kapsamda islamı korumak için yapılan ve uygun olan her hareket, burada dinin gereklerini yazıyla savunmak dahi cihaddır.
peki savaş ne zaman? yani kıtal. bu sizin canınıza kastedildiğinde vardır. biliyoruz ki peygamber efendimiz medineye göç ettikten sonra müslümanlar çok güçlenmişti belki de mekkedeki bütün müşrikleri katledebilecek kadar. ama kendilerine dair bir tehlike olmadıkça savaşa girişmediler. bazen de Allah'ın (c.c.) şurayı fethetmek üzere sefere çıkın şeklinde emri geldiğinde savaşa gittiler. bu yanlış anlaşılıyor, sanki her gayrimüslimin kanı helalmiş gibi * düşünülüyor.
islama zarar vermeye yeltenmemiş bir insanın, dili ya da ırkı ne olursa olsun, öldürülmesi haramdır, cinayettir. bunun günahı çok büyüktür. buna "daha fazla günah işlememesi için o insanı durdurmak" açısından bakanlar var bu yanlıştır, çünkü tövbe etmesi gibi bir ihtimal var. tövbe edip günahına tekrar dönmeyen yani tövbesinde samimi olan insanın kul hakkı dışında bütün günahları affedilir. ** bu yüzden islama zararı olmayan gayrimüslimin katli yasaktır yani kanı haramdır.
her müslümanın kusur işleyebileceği gerçeği: bu dünya içinde rahatça yaşamak için yaratılmış bir yer değildir. o yer cennettir, dünya ise imtihan mekanı. burada bize günaha meyletmemize neden olabilecek duygular fikirler verilmiş * ve bunlara karşı aklımız ve imanımız ile savaşmamız istenmiştir. imtihan budur. üstelik her insanın nefsi imanına göredir. yani günah işleyen insanın "onu nefsim istedi" ya da "benim nefsim aklımdan büyük mücadele edemiyorum" şeklinde bahanelere sığınması ancak kendini kandırmak olur.
her insan hata yapabilir, günah işleyebilir ama burada konumuz müslümanken dahi kusursuz olmanın mümkün olmadığı. mantıken sadece Allah (c.c.) kusursuzdur, bu yüzden kusursuz olamazsın, kaldı ki imtihan için eksik yaratılmışız bütün insanlık olarak. hadis-i kudside dahi ne diyor Allah: (c.c.) "eğer siz hiç hata işlemeyen kimseler olsaydınız, sizi helak eder, yerinize hata işleyebilecek başka kullar yaratır ve onların hatalarını affederdim". burada denmek isteniyor ki Rabbimiz tarafından, ben sizi istesem kusursuz da yaratırdım, ama o zaman özgür iradeniz olmazdı ve bu davranışlarınız iyi yada kötü zaten sizin olmazdı. özgür iradesi olmadan yaratılanlar insan ve cinler dışındaki canlılar ve meleklerdir ki imtihana tabi değildirler.
o halde özgür irademiz var ve sorumluyuz yaptıklarımızdan. günaha meyletmemize neden olacak eksik yaratılışımız da var. ** o halde. günah işlememeye çalışsak da işlemiş olma ihtimalimiz var. "ne olsa Allah (c.c.) affeder" mantığıyla önce günahı işleyeyim sonra tövbe ederim demek küfürdür, bunun dışında nefsin etkisiyle ya da akılla günaha düşmek kaçınılmaz. yapmamız gereken az düşmeye çalışmak ve düştüğümüzde pişman olup tövbe etmek.
bunu kabullenemeyen ya da yanlış yorumlayıp müslümanın günahına islamın neden olduğunu zanneden insan ateizme yakınlaşabilir.
Allahın (c.c.) kusursuzluğu: burada aşağılık duygusu ve kibirden kurtulmak çok önemli. bazı insan kendini aşağılık hissetmek istemediğinden ya da kibrinden dolayı kendinden üstün bir varlığı kabul etmek istemeyebilir. bu da elbette tövbe edilip bir daha düşülmediğinde affedilecek bir günahtır. kendini evrenin merkezi sayma, çünkü evrenin sadece bir parçasısın insan olarak.
Allah'ın (c.c.) kusursuzluğunu kabul edememenin diğer nedeni anlayamamak ya da eksik anlamak. paradoks sorular revaçta. ve felsefeden anlamayan ya da fıkıh okumamış insanı beynini kanatacak sorular var *. aklıma gelenlere teker teker cevap vereyim.
-her şeyi Allah (c.c.) yarttı öyleyse Allahı kim yarattı?
-burada mantık hatası var. Allah halıktır yani yaratan. diğer her şey ise mahluk yani yaratılmış. mahluk ile halıkın eşit olması mantığa aykırıdır. bu yüzden en başta halık mahluktan üstün olmak zorunda mantıken. bu yüzden illa ki Allahı (c.c.) yaratan biri olmak zorunda değil. bu vagonları lokomotif çeker, öyleyse lokomotifi kim çeker gibi bir sorudur. ya da cemaat imama uyar öyleyse imam kime uyar? diye sormak da yanlıştır mantıken. imamın imam olmasının nedeni başka kimseye uymamasından kaynaklanır. başkasına uyarsa imam da cemaat olur.
-Allah (c.c.) madem dilediği her şeyi yaratabiliyor, üzerinden atlayamayacağı bir taş yaratsın. o taşı yaratamazsa, hani her şeyi yaratabilirdi? atlayamazsa hani dilediği her şeyi yapabilirdi?
-aklımı bir ay kurcalayan soru. bunun benzerleri de var, Allah (c.c.) kendinden bir tane daha yaratabilir mi gibisinden. buna yarım müslümanların şöyle cevap verdiğini görürsünüz "Allah'ın işi gücü yok senin taşınla mı uğraşsın?"
burada da soru daha sorulurken hatalı bir mantık kabulü var. mahlukun halıka üstünlük sağlaması ya sağlayabileceği hatası. bahsi geçen taşın var olması mümkün değildir yaratılması değil. Allahın (c.c.) o taşın üzerinden atlayamaması mümkün değildir çünkü O her şeyden üstündür. mesele ise taşı, Allah'ın (c.c.) yeterince büyük yaratamaması değil, taşın mantıken Allahtan (c.c.) büyük olamamasıdır. matematikte sonsuzdan daha büyük sayı olamadığı gibi.
şu ayrıntı da vardır ki, Allah madde değildir, madde gibi belli bir hacime sıkışmış değildir ki, bu yüzde taşın sağında ya da solunda olması gibi durum da yoktur. o heryerdedir.
ekleme: şimdi baktım da, gerçekten aşırı uzun olmuş, daha kısa yazamadığım için özür diliyorum.