Sana yazacak o kadar çok şeyim var ki balbay, başlasam bitmeyecek cümlelerim. Daha ufak bir kız çocuğuyken pazar sabahları neden bilmem seni izler,mutlu olurdum. Anlamaya çalışırdım ve her anladığım cümlen için kendimi takdir ederdim. Cümlelerin o kadar doluydu ki, bir şeyler bilmeden dinleyemezdim sanki seni. Sonra sen beni okumaya sevk ettin,araştırmaya. Sonra çok sevdiğim Atatürk'ü çok sevmenin yetmediğini öğrettin bana. Daha çok sevmemiz gerektiğini. Nefret edenleri ancak sevgiyle aşabilirdik çünkü. Silahsız direnmeyi öğrettin sen bana, kalemle direnmeyi öğrettin. Bir sabah evinden alındığında o 40 günlük bebeğinin gözyaşları önünde; ben de o bebekten farksızdım balbay. Sen bi ağabeydin benim için, hala öylesin sadece katlanarak. Sen yıllar sonra kahraman olacak biricik ağabeyim. Hangi ceza yıldırabilir ardından gelen Balbayları? Senin elin kalem tuttu, biz de senin yoluna ışık tutacağız. Sana yazdığım mektupta da çokça anlattım. Sırf senin için bu yoldayım, intikam duygusu değil içimdeki sadece vatan sevgisi. Sadece yıllar sonra bunun için mi hapis yattım dememeniz için. Geleceğin çocukları sizin için direnecek Balbay. Özgür kal. Hiç yaşlanma.