adamın birisi hayrat yaptırıp üzerine de "bu çeşmenin suyu her kula helaldir, müslümana haramdır" yazdırıyor. ve haliyle tepki çekiyor halktan, kadıya gidiyorlar. adam bulunup çıkıyor kadının huzuruna. kadı suçlamayı yöneltiyor adama "müslümanların çoğunlukta olduğu yerde ayrımcılık yaparak müslümanları dışladığı" gerekçesiyle. adam cevap olarak "nedeni vardır ama ispatı gerekir" diyor ve padişah ile görüşmek istiyor.
konuyu padişaha aksettiriyorlar, padişah da kabul buyuruyor adamı huzuruna. ve adamı o da kadı gibi suçluyor, adamın cevabı aynı oluyor "nedeni vardır ama ispatı gerekir" diyerek.
hünkâr soruyor "nasıl olacak?" diye. adam diyor ki 3 adımı var bu işin ve biraz sabır ister. onay veriyor padişah da duruma. adam ilk adımı açıklıyor "bir hahamı sebepsiz yere alıp da mahkum edeceğiz 1 hafta süreyle" diyor. yerine getiriliyor ve 1 hafta içinde memleketteki bütün gayrimüslimler birlik olup ayaklanıyorlar, haham serbest bırakılınca da bir bayram havası alıyor aynı cenahı.
ikinci adımda bir papaz için aynı muamele yapılıyor ve senaryo yaklaşık aynı olmakla beraber uzak diyarlardaki dini merkezden "biz din adamımıza kefiliz. neyle suçlandığını öğrenmek ve gerekirse kefaretini ödeyerek serbest kalmasını sağlamak isteriz" diyorlar. 1 hafta sonra papaz da serbest bırakılıyor ve ayaklanan gayrimüslimler gene coşkuyla kutluyorlar.
son adımda da bir müslüman din adamına aynı muamele yapılıyor. hutbe esnasında yaka-paça alıp götürüyorlar imamı, kimsede tık yok. 1 hafta içinde ne şerefsizlikleri yayılıyor dilden dile imamın. ne kadınlara düşkünlüğü, namus düşmanlığı... ne hırsızlığı, dolandırıcılığı, sahtekârlığı.
ve adam sonucu açıklıyor "işte bu sebepten haramdır hayratın suyu müslümanlara" diyerek. padişah da adama afedersiniz çok bozulsa da bu duruma hak veriyor.
böyle bir hikâyedir aklımda kaldığı kadarıyla. eniştemden dinlemiştim vaktiyle...