kurum müdürlüğünün işi gibi gözükse de tepeden birilerinin dolayısıyla hükümetin yaptığı çalışmanın bir ürünü olduğunu düşünüyorum.
ne hikmettir ki hükümetin gençleri ilgilendiren konularda yaptığı çalışmaların hemen hepsinin temeli cinselliğe, kadın-erkek ilişkilerine dayanıyor.
aile planlama kurumu bütün felsefesini 3 çocuk üzerine kurmuş, yargı neredeyse tüm tecavüzcüleri salıvermiş, milli eğitim, yök vs. tüm kapasitesini okullarda cinselliği nasıl temizleriz derdine düşmüş. müdürün birinin "kızlar ile erkeklerin aynı merdiveni kullanmasından rahatsız oluyorum" açıklaması bütün bu zihniyetin küçük bir açığa vurması. unutmayın ki bu zihniyet yeri geldi "barbi bebekten tahrik olanlarla" kendini gösterdi, yeri geldi "sokaktaki hamile kadınlardan rahatsız olanlarla"...
bu zihniyet öyle bir anlayışsızlık temelinde kurulmuş ki kız ile erkek kelimelerini aynı paragrafta* görse dahi ilk olarak cinsel çıkarımlar yapacaktır. nitekim sadece "kadın" kelimesinden bile tahrik oluyorlardır zannımca.
bu zihniyetin sonuçları ne olacak biliyor musunuz? şu olacak;
- cinsler birbirinden soyutlanacak ve kadın-erkek ilişkileri eskisi gibi erkek egemen bir hal alacak
- kızların okuma oranı düşecek. çünkü ailelerin bu uygulamalardan yapacağı yegane çıkarım herhalde sürekli "pompa" dönüyor ki önlem alıyor 'büyüklerimiz' olacak.
- kızlarını üniversiteye gönderen aileler bile sürekli bir endişe taşıyacak.
- çocuklarına güven duymayan aile yapısı oluşacak.
- sonunda bizleri yöneten insanlar erkekleri kızlardan soyutlamış olmaktan mutluluk duyacak ve bunu halk istemiş gibi yine halka yedirecek.
sonnot: şükür bu ve benzeri uygulamalara maruz kalmayacak bir çevredeyim. ama bu, böyle uygulamalardan zarar gören, bunlara maruz kalan insanlara ses çıkarmamamı gerektirmez. "abazanlıktan" karşı çıkıyorlar iddialarınızı şimdi münasip bir yerinize sokabilirsiniz.