operasyon denilince akla 'dış güçler' veya 'faiz lobisi' tarafından tezgahlandığı sanılmaması gereken, polisin evlere şafak vakti yaptığı operasyonlardan olmayan ve doğrudan akp tarafından tasarlanmakta olan 'halkı sokağa dökme' operasyonudur.
evet, akp halkı sokağa dökmek, birbirine düşürmek, karışıklık ve infial yaratmak için tahriklerini sıklaştırmış ve tüm kolluk kuvvetlerini ve savcılarını seferber etmiştir.
bu seferki oyun bambaşkadır. akp içine girdiği çıkmazdan kurtulabilmek, tüm başarısızlıklarının suçunu üstünden atmak ve yarattığı ucubenin kendisini yok etmemesi için bir 'günah keçisi' yaratmaya çalışmaktadır.
tıkanan ekonominin, iflas etmiş açılım sürecinin ve dış politikalarının başarısızlığını halka fatura edecektir. sınırlarımızı kevgire çeviren terörist örgütlerden komutansız bırakılan türk silahlı kuvvetlerine, iflas eden sağlık politikalarından cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyelerine ulaşmış iç ve dış borca kadar tüm beceriksizliklerin ve ihanetlerin suçlusu sokakları savaş alanına çevirmeleri için kışkırtılacak halk ilan edilecektir.
elbette bu oyunun amacı 11 yıldır yapılmış tüm hukuksuzlukların, yolsuzlukların, soygunun, haksızlıkların, cebe indirilien milyarların, talan edilen hazine arazilerinin, el koyularak yandaşa peşkeş çekilen şirketlerin, özelleştirilen maden ocaklarının ve babalar gibi satılan tüm devlet kurumlarının günahlarını gölgelemek ve ihanetin ağır cezasını önlemektir.
akp işte bu şekilde canlı bir bombaya dönüşmüş, pimi çekmesi için de görevi halka vermiştir.
son bir aç haftadır 'eylül ayında gezi olaylarının yeniden alevleneciği' istihbaratını aldıklarını iddia eden hükümet mensuplarının açıklamaları ve son birkaç gündür sürdürülen cadı avı katiyen tesadüf değildir. başbakan'ın son bir kaç iftar yemeğinde sıklaşan 'sandık sendromu'nun tesadüf olduğunu düşünmek ahmaklıktır.
akp'ye 1 eylül'e kadar süre veren ve bu tarihten sonra terör eylemlerine yeniden başlayacağını ilan eden pkk'nın şehit edeceği askerlerimizin ve yetim bırakacakları evlatların günahı kimin üzerine atılmaya çalışılmaktadır?
başbakan'ı istifa etmekle tehdit eden tsk komuta kademesinin zamanlaması tesadüf müdür? amaçları nedir? orgeneral bekir kalyoncu emekli edildiğine göre istifa edecekler midir?
tüm bu soruların cevabını bülent arınç'ın da belirttiği gibi eylül ayında bulacağımız çok açık. aslında gezi parkı olaylarıyla istifa etmesi beklenen ve başbakan'la arası açılan bülent arınç ne demek istemektedir?
komuta kademeleri adeta biçilmiş bir türk silahlı kuvvetleri'yle güneydoğu'da ve sınırlarda terörist örgütlerle mücadele etmek,
gözünü kan bürümüş, sonunu ve çözümü halkla çatışmak ve yurdu savaş alanına çevirmekte gören dikta rejimine bu güzel vatanın her köşesinde direnmek çok ama çok zor olacak.
