şimdi erkekler alınmazsa bir kaç noktaya değineceğim.
kadınlar ülkemizde son yirmi yıldır daha net görülen - kadınların okuması, meslek sahibi olması ve çalışması gibi şeyler bu ilişki üzerinde büyük değişimler yaratmıştır. kadınlar fiziksel anlamda erkekler kadar güçlü olmayabilir ama okuduklarında erkeklerin çoğundan daha çok ayakları yere basan insanlar haline gelmiştir. (feminist değilim kadınları üstün görmüyorum ama gerçek budur).
zamanında imkanlar yüzünden okuyamayan kadınlar bugün doktor avukat öğretmen mühendis bilim insanı olma yolunda büyük adımlar atmıştır. bu imkanlar kadınların eline 19yy'da kadın hakları meselelerinin popülerleşmesiyle gelmiştir.
şimdi düşününce yaklaşık kaç milyon yıldır erkek egemenliği üzerine kurulan dünyanın son 150-200 yılda kadınların büyük rolüyle gelişmesini göz ardı edemeyiz.
ilişkiye etkisine gelince. kadın çalışıyor, çocuk yapıp yapmamak kendi tercihi haline geliyor. eğitim veremeyeceği bireyleri dünyaya getirmekten kaçınıyor. kadın güçlü olduğunda ise erkek kendini yetersiz hissediyor. bu noktada çoğu kendini geliştirmek yerine güçlü kadını nasıl güçsüz hale getirebileceğini düşünerek onları aldatıyor. etrafımdaki -tüm- aldatılan kadınlar böyle güçlü meslek sahibi insanlar. arkadaşlık ilişkisine gelirsek nedense bu kadınlara -heteroseksüel erkekler- değil de -homoseksüel erkekler- daha yakın oluyor ve arkadaş çevreleri heteroseksüel olmadığından kadınlar tekrar evlenmiyor ve yalnızlar.
bir yandan doğanın dengesini düşünüyorum. doğada erkek dişiyi değil dişi erkeği seçer. çiftleşmeye kadın izin verir ya da iki erkek savaşır güçlüsü kazanır.
artık erkeklerin aileleri tarafından pohpohlanmak yerine popolarını kaldırmak yerine biraz kendilerini geliştirmeye çalışmalarını rica ediyorum. iki kelime konuşamadığı erkekle bir kadın sevişir belki ama o ilişkinin ömrü maksimum 1 aydır. bunu unutmayın.
okumak ezik bir şey değildir sevgili erkekler. kendinizi artık geliştirin, kadınlar yalnız ve ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar bir omuz arıyorlar. bunu unutmayın.
