kürtler bu toprakların insanlarıdır, türklerin kürtlerden kurtulma gibi bir tercihi yoktur, varsa da çağdışıdır, felakete götürür.
bugüne kadar birlikte yaşamak adına hiçbir çaba sarfedilmemiş, üstelik dönem dönem insanların dilleri, kültürleri yasaklanmış, şarkıcıları, siyasetçileri sürgün edilmiş, içeri tıkılmıştır. jitemlerle, kontrgerillalarla adamlar çukurlara atılmış, it muamelesi görmüş, 80 darbesiyle bok yedirilerek "ne mutlu türküm diyene" demeleri istenmiştir.
oysa baştan beri yapılacak tek şey, kabul ve kucaklaşmadır. yapılmamıştır.
cumhuriyet devrimiyle alınan homojen toplum kararı o dönem şartlarına göre mantıklıdır, doğal bir sonuç olarak karşımıza çıkmıştır. lakin günümüz türkiyesinde artık homojen toplum yapısı, asimilasyon politikaları, inkar ve itlaf yöntemleri çözüm bulmayacaktır, aksine daha da kangrenleştirecektir mevzuyu. kangreni kesip atalım demekle de olmuyor bu işler, insanların yüz yıllardır yaşadıkları yerler kendilerinindir, kimse kimseyi bir yere süremez.
gerici, feodal zihniyetin ürünü kürt isyanları elbette bastırılmalıdır. emperyal güdümlü pkk ve uzantıları elbette yargılanmalıdır. lakin masum kürt halkının hakları da kendilerine iade edilmelidir. 14 yıl güneydoğuda, 1 yıl doğu anadolu'da yaşayan bir türk olarak söylüyorum, kürt kimliği nettir. öyle batıdan görüp ahkam kestiğiniz kadar basit değil bu işler. bir halktan, üstelik milyonlarca olan bir halktan bahsediyoruz. bu insanların kültürlerini yok saymak kimsenin haddine değil. bu insanları aşağılayıp, kurtulmamız gereken kangrenler olarak görmemiz güzide türk insanına yakışmaz, yakışmıyor.
kürt insanına, kürtçeye tahammülsüzlük son bulmalıdır. keza bölücülük, kürdistancılık da öyle. ikisi de ırkçı, faşizan tutumlardır. ikisi de toplumun dinamitleri, kürt sorununun dayanak noktaları olmuştur.
halk olarak, toplumsal olarak bu sığ hareketlerden kaçınıp, kültürel ve kimliksel haklara saygı gösterirsek en azından ortada bir bölücülük bahanesi olmaz.