diş ağrısı çektiği halde ilacını içmeye üşenmiş yazarın sabaha karşı başına gelir.* kafa binbeşyüz olduğundan ne yapacağını bilemez. aksi gibi ne yazacağını da bilemez. yarı uykulu gözlerle etrafa öylece bakınır durur. birden aydınlanan havanın büyüsüne ve bir gün önce olan biten kavga gürültünün beyninde canlanan hesaplaşmasına kapılır. muhtemelen az sonra bir şeyler okumaya karar verecektir. çünkü bu saçma şeyler yazmasından* daha mantıklı bir eylemdir. sigarasını yakar, dumanını tüttürür.