en olur olmadık yerlerde tam bir baş belasıdır.
ilginçtir.
birine deli gibi sinirlenirsin, tam çemkireceksin. o da ne? çene titriyor, burunda bir yanma baş gösteriyor, gözler sulanıyor.
yav ne oldu şimdi? sinirlendik ya, ondan. susup kalıyorsun, dişlerini, sıktıra sıktıra susuyorsun yoksa ezik gibi ağlayacaksın.
ne değişiyor hiç bir şey, yine ağlıyorsun sonunda, derdini anlatamadan, ya da çemkiremeden.
ya da çok kritik çok duygulu bir konuşmanın ortasında en ağlmaman gereken yerde birden sesin titriyor. yav ne oldu şimdi? duygulandık ya, ondan. hay gözüne, diyip ağlıyorsun artık yapacak bi şey yok. ama ne ses kalıyor ne görüntü.
arkadaşınla gidip bir yere oturayım diyorsun. o an canın sıkkın birden bir şarkı duyuyorsun, hoba. bu defa arkadaşın soruyor, yav ne oldu diye, cevap bile veremiyorsun. oturduğunuz yarım saati ağlayarak ve her iki taraf için zehre çevirerek harcıyorsun. ve arkadaşın neden ağladığını hiç öğrenemiyor.
böyle böyle listeler uzatılabilir.
buna karşılık, bazen yine ilginç bir şekilde asla gerçekleşmiyor.
arkadaşın ağlıyor, hem de senin için deli gibi. ya da sevdiğin telefonda öbür yanda sesi titriyor. gık yok, hiç bir tepki yok. sadece boş boş dinliyorsun ya da seyrediyorsun.
tuhaf işte.