Zeynep hayatta kimseyi incitmemek ve hiç incinmemek için kendisine çok kontrollü bir hayat kurmuş. Takıntıları var. Antisosyal, aynı zamanda da gizemli, ilk bakışta görülmeyen bir derinliği var. Eviyle işi arasında mekik dokuyor, hayattaki tüm süslerden kendini arındırmış, yemeğini bile kısıtlayan sadeliği tercih etmiş biri. Soğan kabuğu gibi, açtıkça içinden başka bir şey çıkıyor. Zeynep üzerinden filmin anlatmak istediği şu: Kendi izole ve steril hayatlarımız içinde yalnızlaştık. Birbirine benzeyen sitelerde birbirine benzeyen tek tip insanlar olmaya başladık. Bu yalnızlıktan kurtulabilmek için tutunabileceğimiz bir tek şey kalmıştı hayatta: Aşk. O da yüzeysel geldi, incitti ve gitti. Zeynep tüm duygulardan kendisini arındırmıştı ama hayatına aşk girince, birdenbire acı da giriyor, ümit de, sevinç de, heyecan da..