yapılan hatalı hamleler nedeniyle köşeye sıkıştırılmıştır. neden hatalı hamleler dersek ve fikir jimnastiği yapacak olursak; ortadoğu ve kuzey afrika temelinde oluşturulmaya çalışılan bir takım politikaları pratikte büyük oyuncuların rolünün eksik hesaplanmasıyla başlayabiliriz. bunun en bariz örneği herkesin açıktan gördüğü kaddafi'ye uygulanan komplodur. bu kompolunun uygulanması sırasında nato'nun müdahalesi söz konusu olduğu zaman devletin en yetkili ağzı başbakan bu müdahalenin kabul edilemez olduğunu ve buna karşı gelen cümleleri sıraladı. ve sonradan amerika ile yapılan görüşmeler neticesinde bu müdahaleye karşı düşünce ortadan kaldırıldı ve amerika, fransa projesinin ön ayakcısı durumuna geçti. bunu nerden çıkartıyoruz? bunun da en önemli kanıtı türk subaylarının libya topraklarında başkaldıran gruplara silahlı eğitim vermeleri olmuştur. bu birinci en önemli dış politikada kırılmadır. saddam'ın gönderilmesi sırasında yapılanlara ise hiç girmiyorum bile. çok gizli tezkere görüşmeleri oldu o nedenle!.
gelelim son dönemde türkiye devletine diş gösterilen mogadişu elçiliğine yapılan saldırıyı herkes biliyor ki el-kaide örgütünün direktifleri sonucu yapıldı. el-kaide ve el-nusra örgütü arasında büyük bir kardeşliğin olduğu ve birbiriyle ilişkide olduğunu bilmeyen yok!. türkiye devlet olarakta el-nusra denilen örgüte her türlü desteği vermekte ve yetkilileri ile görüşmektedir. sen hem bu örgüte her türlü desteği ver adam yerine koy sonrada bu örgütün ikiz kardeşi elçiliğe bombalı saldırı düzenlesin. elçiliğe düzenlenen saldırı ufak çaplı olmayıp elçiliğin içine girip binayı havaya uçurmak ve diş göstermektir. işte türkiye'nin dış politikasının kısa özeti bu olsa gerek. daha henüz kime nasıl yardım edeceğimizi bilmiyoruz, oyunu nasıl değiştireceğimizi bilmiyoruz ve insanlarımız bir hiç uğruna ölüyor. bir hiçten kastım birilerinin hayalini, rüyasını gerçekleştirme sevdası. ortadoğu daha öncede cehennemdir bugünde aynı şekilde fakat bu cehennem ateşinin sıcaklığı artıyor ve bu ateşe girmemek gerek.