internetsiz öğrenci evlerinin vazgeçilmez eğlencesi olan batağın ve oyuna konsantre olmak için saatler boyunca dimdik üzerinde oturulan tahta sandalyenin vucuda etkileri aşikardır. Lobların uyuşması, omuriliğin eğri şeklini alması, oyuna konsantre olmak için mide ile bağırsak arasının masaya dayanması ve akabinde o bölgede oluşan kırmızı çizgi...
oyuna başlamadan önce, masaya oturan kişiler birbirlerine verdikleri gazla ve oyuna olan açlıklarıyla, oyunun ne kadar süreceğini tam olarak kestiremezler. Öyle bir koşul koyulur ki oyun bitişi için, afedersiniz göt uyuşmaya başlayınca, kartları tür tür dizecek derman kalmayınca ne halt yendiğinin farkına varılır.
Hatta, oyun sonuna doğru, oyuncularımızın birbirlerini batırma hırsları o kadar körelir ki, oyun bitişi için konulan sayıya yaklaşan kişiyi batırmak isteyenler, kırk yıllık arkadaşına koz üstüne koz çakan artisler bir anda yok olur, ortaya "koçero oyunu bitirsek mi", "yahu fark da bayağı açıldı zaten" diyen bir bezgin ya da bezginler çıkar.
E, pars kesilmiştin oyunun başında, 8 den aşağıya ihaleye girmeyen o yavşak surata ne oldu şimdi? Tüm mimikler aşağıya indi, oyun sırasını savdıktan sonra kafasını masaya koyan bir adam çıktı ortaya.
Hatta, genelde oyunun kuralını da bu herifler belirler. "abi yüzbirde bitsin oyun", "kolamız var dayı, sabaha kadar evelallah" diye diye diğer oyuncuları da gaza getirirler. Ama ilk pes eden, götünün uyuşukluğunu, bacaklarının kirecini çözmek için ilk ayağı kalkanlarda onlar olur.
Ama önde olan oyuncunun oyunu bu kadar erken bitirmeye tahammülü olmadığı için, ister istemez birazda ayıb olacağından korkarak bezmiş oyuncularımız ıhlaya tıslaya oyunlarına devam ederler, ta ki, son ele kadar. birinci oyuncunun yeneceği kesinleşmişse, bitirme teklifi yapılır, ya da oyuncu ihaleye girmişse elini birden açması istenir.
El açılır oyun biterse, göze ilk çarpan şey minderi kabarmış olan koltuk olur. Belini tuta tuta, sandalyeye küfrede küfrede kişi kendini koltuğa atar. Götünün yumuşak zemine iniş yapması, adeta ilaç gibi gelir ona. Hatta, yaktığı sigaranın bile yanına kola almak için dibindeki masaya uzanmak, angarya gibi gelir.
Ama biraz da haklıdır kişi. iyi bilen kişilerle oynanırsa bu meret, yüzbirde biten oyun en az 40 el demektir. El başı 5 dakikadan sayarsak da 200 dakika çivisi çıkmış tahta sandalyeyle temas eden göt sızlanmakta, "yumuşak zemine otur, oyununa bir sana iki" demekte haklıdır. Hatta haklı olan kişi değil, göttür.