48 eylül önce doğan bir yazara borçluyuz bu sayının temasını, bahsettiğim yazar reklamcılık mesleğinden tiksindikten sonra reklam dünyası üzerinden tüketim toplumunu eleştiren romanı "99 francs"'dan uyarlanan avrupa sinemasının "dövüş klubü" olarak değerlendirilen aynı isimli film ile popülerite elde etmiş "frederic beigbeder"'den başkası değil.
kitaplarında modern insanın ve yaşamların yalnızlığına ve sahteliğine yoğun bir eleştiri bombardımanı yapan beigbeder, bunu yaparken kullandığı samimi, basit ve akıcı üslup ile pek çok edebiyatçıyı kızdırsa da her geçen gün kitaplarının altını çizerek kalem tüketen okur kitlesini arttırarak çağdaş felsefeciler arasında kendisine yer açma yolunda hızla ilerliyor.
modernitenin bizi her geçen gün daha da yalnızlığa ittiği şu günlerde, kocaman bir insan okyanusunun ortasında ufak ve ıssız adacıklarımızda yaşadığımızın farkında olanlar her ne kadar farkındalıklarının cezasını çekiyor olsalar da daha şanslılar zira en azından etraflarında olup biteni algılayacak bilinci hala taşıyorlar, yaşam ile ölüm arasında ki fark da işte bu bilinç değil mi.
beigbeder okurken altını çizdiğim bir bölüm ile bitirmek istiyorum bu sayının giriş yazısını;
duyuru: önümüzdeki sayının konusu "mum", 17 ekim perşembe akşamına kadar soykuyolla@gmail.com adresine ya da bana iletebilirsiniz. (bkz: söykü dergisi sayı 22 mum)