"senin mi hiçbir dileğin yok? sen mi hiçbir şey istemiyorsun? madenini, ihtiras, merkezine kadar boğmuş... sakın onları sileyim deme; kül gibi dökülür, gidersin. sen, yalnız istiyorsun, istiyorsun... isteye isteye bu hale geldin; ya isteye isteye kurtulacak, yahut duvarda bir böcek lekesi gibi silinip gideceksin. istiyorsun, hudutsuz istiyorsun; istemek için doğdun. bulamamak yüzünden de öleceksin. bir bulduğun zaman, bin istiyorsun. zaten bulduğun şeyin sence ne kıymeti var? sen bulunmayacak şeyi istiyorsun. dünyaların görmediği kadını, lisanların bilmediği cümleyi, kasaların almadığı serveti, başbuğların tatmadığı nüfuzu istiyorsun."