unutulmaz film replikleri

entry8559 galeri video26
    5188.
  1. vincent hanna(al pacino): folsom'da 7 yıl...
    vincent : 3 yılı hücrede.
    vincent : ondan önce de mcneil'da.
    vincent : orası söylendiği kadar kötü müydü?
    neil mccauley (robert de niro) : hapishane uzmanı olmak mı istiyorsun?
    vincent : hapse geri mi dönmek istiyorsun?
    vincent : bazı çeteleri bıkmadan izledim, hata yaptılar. onları içeri tıktım.
    vincent : bunu mu istiyorsun?
    neil : demek ki onlar beceriksizmiş.
    vincent : ben her türlüsünü yakaladım.
    neil : beni ''kaybedeceğim'' yazılı dövmemle bir içki dükkanını soyarken gördün mü?
    vincent : görmedim.
    neil : doğru.
    neil : ben hapse geri dönmeyeceğim.
    vincent : o zaman hiçbir yeri soyma.
    neil : ben en iyi yaptığım işi yaparım.
    neil : soygun yaparım. sen de en iyi yaptığın işi yapıp benim gibileri yakalarsın.
    vincent : hiç normal bir hayat istemedin mi?
    neil : ne o? mangal ve futbol mu?
    vincent : evet.
    neil : senin hayatın gibi mi?
    vincent : hayır. benim hayatım...
    vincent : benim hayatım afet bölgesi gibi.
    vincent : gerçek babası aşağılığın teki olan...
    vincent : sorunlu bir üvey kızım var.
    vincent : bir karım var.
    vincent : evliliğimiz yokuş aşağı gidiyor.
    vincent : bu üçüncü evliliğim.
    vincent : çünkü tüm zamanımı senin gibileri yakalamak için sokakta geçiriyorum.
    vincent : hayatım bu işte.
    neil : bir gün biri bana şöyle demişti...
    neil : ''hayatına ilişki sokma ki,polis baskını olacağını hissettiğinde 30 saniye içinde her şeyi bırakıp gidebilesin.''
    neil : sen beni izlersen, gittiğim yerlere gidersen evliliğini devam ettirmeyi nasıl düşünürsün ?
    vincent : ilginç bir nokta.
    vincent : nesin sen, rahip mi?
    neil : bir kadınım var.
    vincent : ona ne iş yaptığını söyledin?
    neil : satıcıyım dedim.
    vincent : yani ben seni yakalamaya gelince o kadını bırakıp gidecek misin? hoşçakal bile demeden?
    neil : buna disiplin denir.
    vincent : çok sığ bir düşünce.
    neil : neyse ne.
    neil: ya böyle davranırız ya da başka bir iş yaparız.
    vincent : başka bir iş yapmayı bilmiyorum.
    neil : ben de.
    vincent : yapmak istediğim de söylenemez.
    neil : katılıyorum.
    vincent : devamlı aynı rüyayı görüyorum.
    vincent : büyük bir şölen masasında oturuyorum.
    vincent : üzerinde çalıştığım bütün cinayetlerin kurbanları da orada.
    vincent : bana boş göz çukurlarıyla bakıyorlar.
    vincent : çünkü başlarından vuruldukları için ağır kanamaları var.
    vincent : o vücudu balon gibi şişmiş olanlar da orada.
    vincent : çünkü onları öldürüldükten 2 hafta sonra bulmuştum.
    vincent : komşular kokudan şikayetçi olmuşlardı.
    vincent : işte hepsi orada...
    vincent : karşımda oturuyorlar.
    neil : ne diyorlar?
    vincent : hiçbir şey.
    neil : konuşmuyorlar mı?
    vincent : hayır, söyleyecek bir şeyleri yok.
    vincent : sadece birbirimize bakıyoruz.
    vincent : orada oturup...
    vincent : bana bakıyorlar. o kadar.
    neil : benim de devamlı boğulduğum bir kabusum var.
    neil : uyanmam gerek, yoksa boğulup öleceğim.
    vincent : bu ne anlama geliyor?
    neil : yeterli zamanım var demek.
    vincent : istediklerini yapacak...
    vincent : zamanın mı var?
    neil : evet, öyle.
    vincent : bunu şu anda yapıyor musun?
    neil : daha değil.
    vincent : bak, burada iki dost gibi...
    vincent : oturmuş konuşuyoruz.
    vincent : sen yapman gerekeni yap,ben de yapmam gerekeni yapayım.
    vincent : yüz yüzeyken söyleyeyim...
    vincent : seni vurmam gerekirse...
    vincent : bu hiç hoşuma gitmez.
    vincent : ama seninle...
    vincent : dul bırakacağın...
    vincent : bir karısı olan bir adam arasında seçim yapacak olursam...
    vincent : dostum...
    vincent : sen kesinlikle ölürsün.
    neil : olaya bir de öteki tarafından bak.
    neil : ya beni köşeye kıstırırsan da...
    neil : ben seni öldürmek zorunda kalırsam?
    neil : ne olursa olsun...
    neil : beni durdurmana izin vermem.
    neil : yüz yüze konuştuk.
    neil : ama bir an için bile...
    neil : tereddüt etmem.
    vincent : belki de öyle olur.
    vincent : ya da...
    vincent : kim bilir?
    neil : belki birbirimizi bir daha hiçgörmeyiz..

    (bkz: heat)
    0 ...