islam medeniyetini incelerken atatürkten, osmanlı mirasını reddettiğini ve batılılaşma sevdasının türkiyeyi kararsız ülke konumuna düşürdüğünü iddia eden akademisyen. açıkçası kendisinin osmanlıdaki batılılaşma hareketlerini ve bizzat saray tarafından başlatılan batılılaşma sürecinden bihaber olabileceğini düşünmek bile istemiyorum. kendisi eğer sırf ayıp olmasın diye türkiye ile ilgili üç beş cümle söyleyip geçmiş olsaydı, bu ihtimali düşünebilirdim belki. halbuki tezinde hem islam medeniyetine geniş yer ayırmış (sebep abdye sovyetler sonrası yeni bir düşman yaratmak olabilir?) hem de islam medeniyeti içerisinde türkiyeye büyük bir önem vermiştir. ne hikmetse onun da işaret ettiği üzere türkiyede "atatürkü ve onun getirdiği sistemi yıkıp, türkiyeyi ait olduğu medeniyete dönderecek" bir hükümet kurulmuş, bu hükümet kısa sürede bop eşbaşkanı olduğunu kendi ağzıyla itiraf etmiştir.
halen bile kendisinin bir kahin olduğunu düşünenler olabilir. gerçekten de bazı kehanete kayan tahminleri tutmuş ve insanları şaşırtmıştır. ama öte yandan da sormadan edemiyor insan, sakın tüm bu süreç bir tür "self justification" olmasın? abdnin 11 eylül saldırıları, ortadoğuda artan gerilim, arap baharı, sovyet sonrası yeni dünya düzeni... bunların hepsi bir tür yeni kuşak dış politikanın bir ürünü ve huntington da bu politikanın senaristlerinden sadece birisi olmasın?