üniversiteli baba parası ile etrafına hava atar, liseli baba parası ile anca karnını doyurur.
üniversiteli rahat rahat sigara ve içki tüketirken, liseli bu aktiviteleri köşe bucak saklanarak yapar.
üniversiteli eve nasıl kız atarım hayali ile avunurken liselinin kız atacak bir evi olmadığı için elizabeth ile bu durumun üstesinden gelir.
üniversiteli şekilden şekile girmeye ve kendini maymun etmeye dünden razıdır ve hatta buna "tarz" der, liselinin bu işleme götü yemez.
üniversiteli dandik bir bölümde de okusa akrabaların yanında el üstünde tutulur. liseli fen lisesinde bile okusa "bundan bir bok olmayacak" kıvamındadır akraba gözlerinde.
üniversiteli okulun ikinci yarısından itibaren gelecek kaygısını yaşamaya başlar, liselinin aklı başka başka yerlerdedir.
üniversiteli "kira, vize, büt, final, burs, kredi, okey, bekar evi, bira, kızlar, harç" kavramlarına aşinayken liselinin kavramları daha değişkendir.