Mümkün olmayan dünyadır. Din ve hukuk.. bunların ikisinin de toplumdaki farklı kesimlerin düzene girmesi için gerekli olduğunu düşünüyorum. Kimisi dinle hayatına çeki düzen vermek zorunda kalır kimisi de hukukla. Din insanın içinde istemsizce oluşan bir şeydir. Din demek ortak tanrı inançlarının kesişerek bir takım kurallar bütünü oluşturmak demektir, aslında temelinde hukuktan bir farkı yoktur. Bir din olması için tanrının yaratan olmasına gerek yoktur toplumda ki tüm bireylerden daha güçlü olan herhangi biri o toplumda ya da klanda tanrı seçilebilir. Hukuğun tanrısı da anayasadır mesela. insanoğlu açıklayamadığı olgulara yabancılaşır ve tanrısallaştırır. Peki dinlerle alakalı sıkıntıların en büyüğü nedir? Bunların en başında farklı yorumlamak gelir. Genel geçer yargıları olan dinler bireyler tarafından farklı biçimlerde içselleştirir. Aslında bunu şöyle de açıklayabiliriz, genel geçer kurallar kişilerin çıkarları doğrultusunda türevleştirilir. Özellikle de o dinle alakalı ulvi, ulu kabul edilen kimselerin bu kuralları, kudretli oldukları dönemlerde kendi ve çevresinin çıkarları doğrultusunda türevleştirerek insanlara empoze etmesi sonucu toplumsal algılar değişmektedir. Çünkü din kuralları dogmatiktir ve sorgulamayan insanların beyinlerine çok kolaylıkla yerleştirilebilir. Din her zaman olacaktır şöyle ya da böyle unutmayın ki inanmamak da bir tür inanmaktır.