"dinle" isimli kitabını okuyarak kendisiyle ilk teması kurdum. o zaman çok gönülden, çok zarif gelmişti. "kim ola?" diye araştırırken sohbetlerini izleme, sülukunu öğrenme, semazen.net'teki (ki anlattıkları mevleviye'den ummanlarca uzaktır) yazılarını okuma, cemaatini araştırma fırsatı buldum. şimdi zerrece hazzetmiyorum.
herhangi bir din, hangisi olursa olsun, bu kadar esnetilip eğilip bükülmemeli. herhangi bir felsefe de tabii. bu insanın ilkeli olmasına aykırıdır. bu insanın rehberli olmadığını gösterir. emri kabul edip, yapmamak veya yapmak ve bunun huzurunu yahut pişmanlığını duymak ayrıdır; emri eğip büküp istediği ölçüde kıvırarak nefsine hoş geleni yapmak ayrıdır. cemalnur sargut nefsine kenetlenmiş bir insan artık gözümde. tesettür ile ilgili konuşurken "canım beş şartta yok ki! her şey insanın gönlünde gönlünde." tavrı en başta falsodur. o esaslar imanı düzenler. namaz da kur'an'da anlatılmaz, adam öldürmek de beş şartta yasak değildir. o zaman namaz boş bir emir, cinayet de serbest midir. her şey insanın gönlünde tavrı kadar yüzeysel, işime öyle geldi havasında, altı boş bir tavır var mıdır bilmiyorum. evet her şey gönle bakar, dileğimiz ehli gönül kimseler olmaktır ama açık olan da bir şey vardır, gönle ne koyarsanız kokusu illa ki duyulacaktır. açık bir hükmü yanlış yorumlarsan gönül karanlığa gark olur. nefse uymadan, ben bilirim doğru budur! kibrine düşmeden, açık emirleri eğip bükmeden, yapabildiğimiz kadarını yapıp yapamadığımıza pişman olmaktır bir davayı, dini, felsefeyi; yani yoluna düşülecek ne varsa benimsemek. kendisinin tesettürüyle yahut kimsenin tesettürüyle elbette ki işim yok, elbette kul ile allah'ın arasına kimse giremez ama kendisinin dediği gibi de tesettür meselesi her devirde değişmez. tesettür sadece bir konu, ama kendisinin bu ben böyle yorumladım, bu böyledir tavrı, dinler arası hoşgörü ve saygı yolunu tutmayıp dinler arası diyalog üzerine hareketi, nur cemaati ve akp ile münasebetleri, cemaatinin elit ve tüccar tayfası, nefes yayınlarının harıl harıl para getirmesi, tamamen elit kesime parayla verdiği hizmetler, çile çekmeyenin tam pişmediği gerçeğinden hareketle geldiği konum (evladını kaybetmesi elbette ki acıdır fakat bu acıyı sadece o yaşamamıştır, bir etrafa göz gezdirmek lazım), yaşadığı, dolaştığı kaymak tabaka semtleri ve girmediği, giremediği fakir semtleri dolayısıyla sevmiyorum, hazzetmiyorum. sürekli ağlamaklı konuşması, inceleştirilmek için ihtisas yapılmış ses tonu, yumuşak tavrı da bana çok samimiyetsiz ve gayriciddi gelmekte.
son olarak şunu mutlaka söylemek isterim: islam cemalnur hanımın dediği gibi her belaya yumuşak davranıp alttan almak, her sosyal baskıya ve zulme, kıtallere sessiz kalmak değildir. islam isyandır. nefse, zulme, adaletsizliğe, karaktersizliğe, hoşgörüsüzlüğe, sevgisizliğe, öfke ve gazaba, kötü huylara, basitliğe, cehalete, dogmalara, zenginliğe, fakirliğe, ahlaksızlığa, karanlığa, nefrete, yüzeyselliğe, muktedire isyandır. kendisi bundan son derece uzak bir insandır. hiçbir sosyal çalkantıya veya kıtale karşı tek bir açıklama yahut duasını görmedim. gezi parkını, filistini, doğu türkistanı, burmayı, es geçmiştir. ha pardon, gezi parkıyla ilgili bir yorumu vardır: "tepkilerimizi sevgiyle verelim, gençlik heyecanına kapılmayalım, seksenler gibi olmayalım, ülkemize memlekete zarar vermeyelim (!), ümitsiz olmayalım, celallenmeyelim, ayrılmayalım bölünmeyelim, tepkilerimizi daha edepli (!!!) gösterelim, çabucak yayılan negatif enerjiye ve bölünmeye (!) kapılmayalım." vallahi akp basın açıklamasından farksız. ülke, halk, insan, cemalnur sargut'un pembe pencereli lüks evinden görüldüğü gibi değil. ne de mevlevilik islamsız (mevleviliği öyle bir pazarlıyorlar ki şimdi, sanki sadece bir felsefe, islamdan bağımsız, ne olursan ol islamın içindesin...), ne de islam su balonu değil. mecusi de, yahudi de, müslüman da allahın yarattığı kullardır. hoşgörü, dostluk, kardeşlik ve yardımlaşma hakim olmalı, fakat islamın özünü tahrife yoğunlaşan hareketler olmalalıdır. beyaz tv gibi zengin, yalaka, zalim bir akp kanalında, ebru şallı ile, arkadan ney fonu verilerek, miraç kandilinde, özünden uzak bir islam yorumunu konuşan kafası bir hayli acayip insandır kendisi.
kubbealtına "sevgilerle".