Sayın başbakanımız Tayyip Erdoğan'ın ne kadar sözünün eri bir insan olduğunu bir kez daha göstermiş olan denetimdir.
Canımın içi başbakanımız ne demişti "Ya taraf olursun ya da bertaraf"... Bertara etmek için, canını acıtmak için elinden geleni yapacaktır şimdi.
Ama şu da var ki Koç'un birçok ortağı var, çoğu da yurt dışında iş yaptığı firmalar. Eğer onların da canı yanarsa, başbakanımız emin olsun ki Gezi parkı olayları'nda Divan Oteli'nin göstericilere yaptığı yardımdan çok daha fazla canı sıkılacaktır.
Sayın başbakanımız bu kinle nereye varacak doğrusu acaip merak ediyorum. Sanki ülke yönetmiyor da counter strike oynuyor arkadaşlarıyla. işin kötüsü uluslararası politika da bu mantıkla idare edilmeye başlandı. Keşke birazcık da olsa "Benim hiç mi hatam olmuyor" diye özeleştiri yapabilse.
iktidarlar gelirler giderler. Bu devran da bir gün biter. işin kötüsü AKP'nin seçmenlerinin tüm bu antidemokratik uygulamaların birebir farkında olmalarına rağmen iktidarı haklı bulmaları. Yani çevremde AKP'ye gönül vermiş bir dolu insan var ve bu konu gündeme gelince "Abi onlar da gezi'de göstericilere kucak açmayacaktı, arandılar" diyorlar. Yani normalde maliye denetlemiş ve aklı başında bir insanın en azından "Maliye denetlediğine göre muhasebe kayıtlarında bir alavere dalavere olabilir" demesi gerekirdi değil mi? Ama hayır artık saklama gereği bile duymuyorlar. Ya bizden olacaksın ya da yok olacaksın zihniyeti oluk oluk akıyor. Hepsi böyle değildir elbette ama üniversite yıllarında başörtülü kız arkadaşlarımızın da okula girebilmeleri için mücadele etmiştik. Şimdi o kesim gözlerinin önünde bunca adaletsiz olay cereyan ederken güçlü tarafta oldukları için karşı çıkma cesaretini göstermiyorlar. Kendime kızıyorum sadece "değmezmiş" diye...
