yazarlığın "gerçekten"i ayrı bir tartışma konusu olmakla birlikte, yazabilen herkes yazardır.
bunun için de gereken tek şart okur-yazar olmaktır.
buraya veya herhangi bir yere hatta not defterine bile bir şeyler yazabilen herkes yazardır çünkü en azından kendi yazdıklarını okuyordur dolayısıyla yazdıkları okunuyordur.
sen yazarsın 100 kişi okur,
ben yazarım 3 kişi okur,
adı duyulmuş biri yazar 1 milyon kişi okur.
kriter nedir yazar olabilmek için, sayı mı?
sayıysa rakam nedir?
dostoyevski ile buket uzuner'i ayıran kriter nedir mesela.
benim okuduğum buket uzuner eser sayısı dostoyevski'den fazla.
peki bu neyi kanıtlayacak.
iyi yazmaktan kasıt nedir mesela
daha önce kurulamamış bir cümle kurmak mı?
veya 20 bin yıllık insan geçmişinde kurulamamış bir cümle var mıdır sahiden?
iyi gözlem yapmak mıdır mesela iyi yazar olmak
yoksa hayal dünyasının genişliği mi?
hangi gözlem mutlak doğrudur veya hayal dünyasının sınırlarını ölçebilecek bir ölçüm aracı var mıdır?
çok satmak mıdır iyi yazar olmak?
en çok satan kitap incil'dir oysa.
kim yazdı peki?
veya sözler yazarlara mı ait?
nedir kriteri yazarlığın?
matematik mi bu işlem yapıp değerini bulasın,
fizik mi bu deney yapıp sonuca ulaşasın.
yazın.
kendinizi önemseyerek yazın
dünyanın bir yerinde bir okuyanınız mutlaka vardır.
en azından kendiniz okursunuz.
çok da önemsemeyerek yazın ama.
yazdıklarınız zaten daha önce söylendi çünkü.
kimden olduğunu bilmediğiniz bir alıntı yapıyorsunuz.