cevabını veremeyeceğimiz sorulardan biri. ayrıca insan oğlunun, dünyada bulunma amacını da kapsamamaktadır. çünkü soruda '' neden gönderilmiştir'' ifadesi yer almaktadır. bu durumda sorunun cevabını en objektif biçimde, belirli bir yaratıcının olduğunu varsayarak düşünmeliyiz.
bu konuda çeşitli dini kaynaklardan yararlanmayı ve kesin bilgiye ulaşmayı herkes ister. ancak bir bilginin kesinliği mantık ve bilinç ile açıklanabildiği sürece doğrudur. en azından biz insanların doğrusu budur.
öte yandan, kesin olarak sorunun cevabını verememekle birlikte, cevabının ne olmadığı hakkında fikir yürütebiliyorum.
yani cevap:
said nursi'nin dediği gibi;
allah'ın, yarattığı kainatından ve eserlerinden büyük bir haz duyması ve bir sanatçı edası ile bizleri; eserlerini beğenmemiz, onun egosunu tatmin etmemiz için dünyaya göndermiş olması değildir. bu, hiç bir kaynak tarafından kabul edilemez. bu allah'a insanı duygular yüklemektir. bu bir zamanlar antik yunan mitolojisinde tanrıların insanlara benzeyen sakallı, mızraklı heykellerinin yapılması ile aynı şeydir. şayet islam dinine göre allah her şeyden üstündür ve hiç bir insani özelliği yoktur. çünkü insani bir özellik, insani zayıflıkları da yanında getirir.
insanın dünyaya gönderiliş amacı ise yukarıda örneklendirilen yaratılış amacını esas aldığı için en başından saçmadır. eğer ki allah her şeyi bilen, gören ve gücü yeten ise; insanoğlunun dünyaya gönderiliş amacında çok daha farklı ve insancıl olmayan bir şey yatmalıdır. bütün bunlardan önce insani duygular ile bunu anlayıp anlayamayacağımız tartışılmalıdır.
not: buradaki eleştiri kesinlikle islamiyet'e ya da allah'a değildir. tamamı said nursi'nin ''insanoğlunun dünyaya gönderiliş amacına dair'' düşüncelerine yöneliktir.