bu sizce tesadüf olabilir ancak apo'nun örgüt üzerindeki etkinliğini test için bir fırsattı ve apo sınavı başarı ile geçti.
ondan sonra attığı adımlarla tarih bilmez kimilerinin gözünde bugün "barış güvercini" konumuna yükseldi.
bu tarih neden mi önemli.
bak güzel kardeşim
30.10.2012 tarihinden bi haber.
sözde açlık grevleri nedeni ile her an ölüm haberlerinin gelebileceği yönünde sahte bir endişe var.
açıklamanın devamında karganın ağzından peynir düşüyor:
"Bakın eğer bu ülkede akan kan dursun diyorsak ve bu konuda herkes bir şeyler yapmak istiyorsa bunun yolu yöntemi bellidir. Sayın Öcalan’la müzakereler yapılmalıdır.
...
Talepleri ilk günden beri nettir. Talepleri Mehmet Öcalan adaya gitsin değildir. Abdullah Öcalan, adadan gelsindir talepleri.
niye başlamıştı açlık grevleri
Ahmet Hakan'dan gelsin
BiR: Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşulları yaratılsın.
iKi: Anadilde savunma hakkı tanınsın.
ÜÇ: Anadilde eğitim hakkı tanınsın. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21751761.asp
selo'nun açıklamaları ne?
akan kanın durması, öcalan ile müzakere, eş başkanların imralı ziyareti, öcalan'ın serbest bırakılması.
bugün bu denilenlerden bir tek öcalan'ın sebest kalması gerçekleşmedi.
onun üzerine de hamd olsun ki akp çalışıyordur!
siz teröristi sebest bırakmayı iyi bilirsiniz!
neyse konumuza geri dönelim. o tarihlerde art arda gelen öcalan ile ilgili açıklamaları daha önce belirttim.
(bkz: kamuoyu oluşturma/#18467003)
özet geçeyim. gerek öcalan kudretini göstermeden önce gerekse sonra yapılan açıklamalarla öcalan'ın liderliği tescillendi.
öcalansız çözüm olmayacağı algısı yaratıldı.
aynı zamanda öcalan'ın devletle pazarlık yapmadığı kürt halkı için çalıştığı mesajı pkk'ya verildi.
(ki hükümet yetkilileri yıllardır öcalan ile pazarlık halinde olduklarını kendileri itiraf ettiler. dikkat ederseniz "şerefisiz" olayını hiç hatırlatmıyorum!)
sonuç çözüm sürecinde rte oturduğu masanın karşısında oturan kim öcalan!
işte bundan kamuoyu oluşturma hareketi diyoruz.
ki daha fazlasını da diyorum. adamlar boşuna pazarlıkta biz üstümüze düşeni yaptık sıra sizde demiyor.