kitabı okuduktan sonra " hakiki teğmen drogo benim" şeklinde avaz avaz bağırasım gelmiştir ve hala geliyor. kitap biteli yıllar oldu ancak hala yanı başımda bir yerlerde benimle beraber monoton yaşamımın içerisinde yürüyor.
teğmen drogo'nun bastiani kalesi ile bizim kendi hayatımızın içinde oluşturduğumuz kaleler arasında hiç bir fark yok. drogo koskoca ömrünü bir hiç uğruna feda etmişken biz farklı şeyler mi yapacağız yani ? biz de neyin ne olduğunu bile bile bir hayal peşinde sürüklenirken sonumuzun geldiğini, tatar çölünü okuyanlar için, romanı hatırlayarak anlayacağız...
tatar çölü, okunması gereken değil, daha fazlasını gerektiren bir roman. okuyun, özümseyin ve dönüp hayatınıza bambaşka bir gözle yeniden bakın...