hak eşitliği anlamında doğru mudur? değildir elbet! ama bir dünya gerçeğidir de aynı zamanda.
aslına bakılırsa; "okusun! paralı bir cahil olmak yerine bilinçli bir zengin olsun!" demek durumundayız şu an için. buna mukabil, aşağıdaki gibi öylesi örneklerle de karşılaşıyoruz ki "olmaz olsun!" diyesi geliyor insanın.
kktc özel üniversitelerinden bir tanesi, prof. mümtaz soysal'a uluslararası ilişkiler bölümü için öğretim üyeliği teklif etmiş. özel üniversitelere, kavramsal anlamda çok da sıcak bakmayan hoca ilkin isteksiz görünmüş fakat ısrarlara dayanamayıp "bir deneyelim bakalım" demiş.
ilk olarak, uluslararası ilişkiler bölümü 3. sınıfında girdiği dersinde öğrencilere yalnızca ülke sınırlarının görüldüğü bir avrupa haritası dağıtarak, kendilerinden 1 dakika içerisinde almanya'nın yerini işaretlemelerini ve kalemlerini bırakmalarını istemiş.
birkaç doğru yanıt dışında fransa'yı işaretleyenler mi ararsınız, ispanya'yı işaretleyenler mi ararsınız, romanya'yı işaretleyenler mi ararsınız, yani ne ararsanız var. öyle ki; polonya'yı işaretleyenler yunulmuş-yıkanmışlar!
düşünün ki bu öğrenciler 'uluslararası ilişkiler' okuyorlar ve 3. sınıf öğrencileri. şimdi siz varın; bunlara sovyetlerin 'sıcak denizlere inme politikasını' anlatmaya çalışın;
