emek hırsızlarının vekaletini alacak kadar düşkün bir pozisyona giren kayserispor başkanına sessiz kalmadığı için teşekkür etmek lazım kendisine. ki bahsi geçen isime kayserispor taraftarları da tepkilerini dile getirmektedir.
anadolu takımlarının gerçek başkanı, savunucusu olmak ile anadolu'dan bir kulübe sözde başkan olup büyüklerle sevişmek arasında fark vardır.
o sebeple konuları değerlendirirken dikkat etmekte de fayda var.
ben farklı bir konuya değinecektim halbuki.
trabzonspor kulübü resmi internet sitesinden 17 temmuz 2013 tarihli kamuoyuna yapılan duyuruda geçen şu ifadeler bana bir yerden tanıdık gelmekte, ''Trabzonspor'un milyonlarca sevdalısının hem de ahlaklı temiz futbol paydaşlarının eylemlerinin önüne nasıl geçeceğini merak ediyoruz.''
tıpkı evinde zorla tuttuğumuz bir yüzde 50 var dermişcesine.
belki bu kadar sert değil ama buna yakın.
zaten mevkilere bakıldığında da bir ülke başbakanından bunu, bir kulüp başkanından bu ifadeleri beklemek yanlış olurdu.
ama oldu.
trabzonspor taraftarları her şeyin farkında sayın başkan.
doğru bildiği şeyden vazgeçmeyecek olduğu da belli.
ki 2 sene gibi bir süre ardından dahi konular aynı tazeliklerini yine bu taraftarlar sayesinde koruyor.
kimse kolay kolay yaşanan süreci unutturmaz, yaşanan adaletsizliklere de göz yummaz.
ayrıca kimsenin de eylemlerimizin önüne geçmesine gerek yok.
biz eylem yaparken sağı solu yıkıp yakmıyoruz.
biraz pankart, biraz slogandır bizim ürünümüz.
şiddet yok.
dolayısıyla yaptığınız açıklamalarda başta kendinizi ve kimseyi endişelendirmeyin.
ya da büyüklerinizi kendinize örnek alırcasına açıklamalarda bulunmayın.
korkarım ki sizi de örnek alanlar olacak ve bu sefer istemediğimiz görüntüler oluşacak.
bu sebeple trabzonspor kulübü başkanı olarak yapmış olduğunuz açıklamalar bir yere kadar bütün bir camiayı bağlar.
doğruyla yanlışı ya da yandaşı görebilecek kadar gözümüz açık.